Mert Can DUMAN'ın 24 Ocak 2024 tarihli yazısı: Tedarik Zincirlerinde Yeni Bir Zorlu Dönem

Dünya genelinde tedarik zincirleri, son dönemde birbiri ardına gelen zorluklarla mücadele ediyor. Salgın öncesinde her şeyin doğru ve düzenli gittiğine olan sanrımız, tedarik zincirlerinin dengeli ve süreklilik arz ettiğine olan inancımız, Kovid-19 salgınının patlak vermesiyle birlikte yerle bir oldu. Diğer birçok şeyde olduğu gibi ticaret rotalarında ve tedarik zincirlerinde dünya, temel bir değişim sürecine girdi. Bu değişim, küresel ekonomik dengeleri sarsarken tedarik zincirlerini daha dirençli, güvenli ve sürdürülebilir hâle getirme ihtiyacını ortaya çıkarttı.

Salgın öncesinde tedarik zincirleri genellikle düşük maliyetli ve hızlı teslimat odaklıydı. Ancak salgın öncesi normallik, tedarik zincirlerinin sık sık uzak ülkelerdeki üreticilere dayanmasına ve bu durumun kırılganlık yaratmasına neden oldu. Uzak ülkelerdeki düşük maliyetli üreticilere bağımlılık, tedarik zincirlerini kırılgan hâle getirmişti. Uzun tedarik süreleri ve aniden artan talepler, stokların azalmasına, tedarik kesintilerine neden olmuştu.

Zaten sallanan tedarik zincirleri, salgınla beraber yerle bir oldu. Salgının tedarik zincirlerinde ortaya çıkarttığı kökten değişim, bugün dünyanın bu alanda yeniden inşasını da beraberinde getiriyor. Salgınla birlikte ezberlerin bozulması, ülkeleri kendi üretim kapasitelerini artırmaya, yerel tedarikçilere daha fazla önem vermeye ve esnekliği artırmaya yönelik adımlara yöneltti. Bu değişim, lojistik maliyetlerin artmasına neden oldu ancak aynı zamanda daha sağlam ve kapsamlı bir tedarik zinciri oluşturma çabalarını da beraberinde getirdi. Birçok firma ve ülke artık daha yerel tedarik zincirleriyle üretim desenlerini şekillendiriyor.

Dünya, uzun zamandır sahip olduğu ezberin salgın sebebiyle bozulmasına henüz ayak uydurabilmiş değilken bir de son dönemde yaşanan tedarik rotası saldırıları, küresel tedarik zincirlerini ciddi şekilde tehdit ediyor. Nakliye araçlarına, depolama tesislerine ve lojistik ağlara yapılan saldırılar, tedarik zincirinin kesilmesine veya gecikmeli olmasına yol açabiliyor. Saldırılar, lojistik maliyetlerin yükselmesine ve güvenlik kaygılarının artmasına neden oluyor. Bu dengede firmaları ve ülkeleri zorlu bir dönem bekliyor: Tedarik zincirlerini korumak ve dirençli hâle getirmek için yeni stratejiler geliştirme zorunluluğu.

Küresel ticaret, küresel büyümenin oksijeni gibi. Olduğunda ne kadar yararlı olduğunu fark edemiyoruz ama yokluğunda nefes alamayacak gibi hissediyoruz. Zaten küresel ticaret bir süredir büyümeyi destekleyen yapısından uzaklaşmış durumda. Bütün bu durumun üzerine bir de tedarik zincirlerinin böylesine tehdit altına girmesiyle birlikte ticaretin rekabetçiliği ve sürdürülebilirliği de soru işaretlerine maruz kalıyor. Önümüzdeki dönemde küresel ajandanın öncelikli konularının yanına bir de tedarik zincirlerinin daha güvenli ve sürdürülebilir hâle getirilmesi için atılan adımlar ekleneceğe benziyor. Çünkü lojistik maliyetlerinin arttığı bir ortam zaten enflasyon derdiyle yeniden tanışan dünyanın bu dertten öyle kolayca kurtulamayacağının da habercisi olur. Ama şunu biliyoruz ki gelecekte tedarik konusundaki kaygıların daha da artması muhtemel ve bu nedenle şirketler ve ülkeler, esnek ve güvenli tedarik stratejilerini benimsemeye devam etmelidir.

Güzel ve sağlıklı bir hafta geçirmeniz dileğiyle...