Mert Can DUMAN'ın 3 Nisan 2024 tarihli yazısı: İşe Koyulma Zamanı

Geçtiğimiz yılın Mayıs ayında hem Cumhurbaşkanlığı hem de milletvekilliği seçimleri için hayli yoğun ve yorucu bir süreç geçiren Türkiye, üzerinden yalnızca 9 ay geçmişken mahalli yöneticilerini seçmek için en az o zamanki kadar yoğun bir seçim dönemini sonunda geride bıraktı. Önümüzde dört yıllık seçimsiz bir dönem var. Şimdi işe koyulma ve seçim tartışmaları gölgesinde şekillenmeyecek bir dört yıllık süreci ülkemiz için en iyi şekilde değerlendirme zamanı.

Pazar günkü seçim sonuçları gösteriyor ki enflasyon sadece ekonomik verilerle, ekonomiyle ilgili ifadelerle açıklanamayacak bir kavram. Yine bu satırlardaki buluşmalarımızdan birinde şöyle bir benzetme yapmıştım: “Enflasyon kanser gibidir, onu iyileştireyim derken kalan her şeyi bozarsınız.” Türkiye’nin 1990’lı yılları anımsatırcasına yine yüksek enflasyonla karşılaşmasıyla birlikte hanehalkının alım gücünün giderek çok daha büyük bir hızla gerilemesi, atılan adımların bir sonucu olarak ortaya çıkan gelir eşitsizliğinde veri setinin şimdiye kadarki en zayıf görünüme işaret ettiği bir durum ile bir araya geldiğinde seçim günü sandık başına gidecek her vatandaşın yaşamını doğrudan etkiledi. Toplumun en zengin ile en yoksul kesimlerinin arasındaki uçurumun derinleşmesi, bireylerin öğrenim süresi yükseldikçe gerileyen reel gelirleri, en zengin %1’lik kesimin, toplumun kalanından daha fazla servete ulaşması derken ekonomik dengelerin ve istikrarın sarsıntı geçirdiği bir döneme hep birlikte şahitlik ediyoruz.

Sevdiğim bir söz var: “Her zaman bir yol vardır.” Böylesine durumlarda mühim olan şey umutsuzluğa kapılmak değil, ümitleri yeşertip doğru adımları atmaya yönelik niyet ortaya koymak. Türkiye’de her bir vatandaşı yakından etkileyen ekonomik gelişmelerin ışığında gerçekleştirilen seçimler, vatandaşın kendi mesajını yöneticilerine ilettiği bir yer oldu. Sonuçlar ülkemiz için hayırlı uğurlu olsun. Şimdi ise ileriye bakarak yola koyulma ve doğru adımlarla Cumhuriyet’imizin ikinci asrında ülkemizi çok daha güçlü bir ülke hâline hep birlikte dönüştürme zamanı. Hiç şüphe yok ki bu adımların başında enflasyonla mücadelenin mali ve parasal disiplin ile birlikte perçinlenerek ülkemizin başındaki bu enflasyon belasını bertaraf etmek geliyor. Bununla birlikte gelir dağılımında şimdiye kadarki en yüksek seviyeye ulaşan adaletsizliğin ortadan kaldırılması için de vergi politikaları ve sosyal yardımların gözden geçirilmesi önem arz ediyor.

Dünya hem yeşil hem de dijital dönüşüm süreçlerini hızla sürdürüyor. Ülkemizin geçmişte olduğu gibi önüne gelen fırsatları avantaja çevirmekten geri kalmaması için sürdürülebilir politikalar çerçevesinde nitelikli üretimi, teknolojik yenilikçiliği ve katma değerli ihracatı geliştirmeye yönelik adımları atması da büyük öneme sahip. Tabii ki bütün bunları başarma yolunda eğitim ve istihdam politikalarımızın da rasyonel temeller üzerinde şekillendirilerek sahip olduğumuz beşeri sermayenin güçlü ve nitelikli hâle getirilmesi yönünde tasarlanması ve uygulanması gerekiyor. Son olarak da ülkemizde iş yapma, yatırım yapma ortamının iyileştirilmesi, kolaylaştırılması; düzenlemelerin bütün bu süreçleri zorlaştıran değil, kolaylaştıran bir şekilde hayata geçirilmesi de atmamız gereken adımlar arasında.

Ne enerjimizi ne de ilgimizi popülist gelişmelere yöneltmeyeceğimiz, işe koyulacağımız, doğru adımları atacağımız ve doğru adımların meyvesini toplayacağımız bir dönem diliyorum. Siz değerli okuyucularımızın mübarek Ramazan Bayramı’nı şimdiden tebrik ediyorum.

Güzel ve sağlıklı bir hafta geçirmeniz dileğiyle…