Handan IŞIKSAL'ın 26 Mart 2024 tarihli yazısı: Duygusal Bağımlılık

Nedir bu mantığımızı avucu içine alan duygular? Duygusal bağımlılık, düşüncelerimizi kısıtlayan bir bağımlılık türü denilebilir.

Yalnızca bir insana bağımlı olmak değildir ancak etkisini büyük ölçüde gösterdiği tek yer burasıdır.

Bağımlı olduğumuz her şeyden vazgeçmek oldukça zor hatta bazen imkânsız gibi gelir. Hayattaki her duygu, bağımlılık duygumuzdan bir sonraki sırada yer alır ve hayatımızı büyük oranda etkiler.

Bir insana bağımlı olmak; hayatımızı ona göre şekillendirmemize, bazı kararlarımızdan vazgeçmemize sebep olur. Fakat bu şekilde ne kadar mutluluğu yakalayabiliriz?

Bağımlılık duygusuyla birlikte bize zarar veren ne olursa mantık devre dışı bırakılır ve bu zararlar görmezden gelinir. Çünkü ihtiyaç duyulan tek şey, o an ufacık bir sevgi gösterisidir.

Bu bağımlılık, zamanla ilişkideki kişinin duygusal olarak manipülasyonuna ya da kontrolü altına alınmasına yol açabilir.

Duygusal bir ilişki, sevmek ve sevilmek, insanların doğası gereği bir ihtiyaçtır elbette. Ancak ihtiyaçlar doğru şekilde karşılandığı takdirde giderilebilir.

Duygusal bağımlılığın altında yatan nedenler çoğunlukla çocukluk dönemindeki travmalar, öz güven eksikliği veya düşük öz saygı gibi psikolojik faktörler olabilmektedir. Bundan dolayı duygusal bağımlılığın üstesinden gelmek için sadece mantıklı düşünmek yeterli olmayabilir.

Çocuklarımıza göstereceğimiz en ufak bir sevgi, onları ihtiyacı olan bu duygulara aç bırakmayarak oluşabilecek bağımlılık problemlerinin önüne geçebilmektedir.

Hayatımızı, kariyerimizi veya ailemizi olumsuz etkileyen her ilişkinin bize bıraktığı hatıralar yalnızca büyük zararlar ve alınmış yanlış kararlardır.

Duygusal ilişkilerimizde duygular ve mantık arasındaki dengeyi sağlamak, aldığımız veya alacağımız kararlarımızda bizleri doğru yola götürecektir.