Ramazan DURMUŞ'un 14 Haziran 2023 tarihli yazısı

Gazetecilik…

İstanbul Babıali mi yoksa Rüzgarlı Gazeteciliği mi?

Gazeteci, Ankara’da mı yetişir, İstanbul’da mı?

Sorular… Sorular…

Bugün size Rüzgarlı Gazeteciliğinde bir perde açacağım!

Rüzgarlı Gazeteciliği’nin adı kaldı elbette Ulus Matbaasının taş binasının da yıkılmasıyla…

Mirasa sahip çıkamadık…

Milyon milyon satan mevkutelerden bugünlere geldik…

Şimdi haberin dijitali mühim imiş, hem de seolusu!

Galiba bu minvalle gidersek haberciliğin ahlakını da erozyona uğratacağız…

Neyse bu konuyu nasip olursa bir başka yazımızda anlatır, dertleşiriz…

Bugün konumuz, Rüzgarlı Gazeteciliği…

İşimiz de gücümüzde gazetecilik dediğimiz yıllar…

Kendisini Ankara'da yetiştirenin İstanbul’un Bab-ı Ali’sine atladığı günler…

Ama yetiştiği yeri unutup Rüzgarlı Gazeteciliğine "Taşra" muamelesi yapannların cirit attığı günler...

Bir ekonomi gazetesi “İş Alemi”nde odacılıkla başladığım 51 yıllık serüvenimde sizlere yayınının devamı gelmediği için her daim hayıflandığım “Türkspor’un Hikayesi”ni aktaracağım…  

Yazı, Ankara’nın yetiştirdiği ender Spor Yazarlarından biri olan rahmetli Turhan Kardeş’e ait olsa da bizim, hepimizin hikayesi…

Buyurun dikkat kesilelim:

“Turhan Kardeş yazdı: Seferberlik Çağrısı

Telefonun ucundaki kadim dost sesinin, “Kardeş”e eklediği “Merhaba”nın peşine dikte ettiği, “Kalemini kuşan, yola çıkıyoruz” seferberlik çağrısını, tek nefeste algılayamadım doğrusu.

Ramazan’dı arayan.

“Durmuş” soyadına, kurşun harf çağından günümüze akıttığı alın teri damlacıkları ile tekzip göndermeye devam eden bir basın ahretliği.

“Gazete” dedi, “spor” dedi, ardından da merak adrenalinini zerk ediverdi:

“Ama bildiğin gibi değil!”.

Derhal; amatörlerin çile kulvarlarından, olimpiyatların akredite pulmanlarına kadar sporun her kademesini yerinde kıvrımlarına nakşetmiş hafıza “Google”ıma, “Bildiğim gibi olmayan spor gazetesi” kelimelerini serpiştirip, “Ara” komutunun verdiği, “Bulunamamıştır” yanıtını ifşa etmeden, “Devam et” diyebildim.

“Spor” dedi, “Ama gerçek spor…”

Soluklanmadan devam etti:

“A’dan Z’ye, 7’den 70’e yapılan; yaptırılan, hani şu medyanın torba dolsun diye laftan saymaya mecbur kaldığı, yüzölçümlerinin bile kibrit kutusu büyüklüğünü özlediği spor.

Hani şu reyting-tiraj kavgasının arasında harcanan, üçü, dillere pelesenk olmuş büyüklerin çıkardığı menfaat ayak seslerine yem edilmiş, sinmiş, kalmış o canım spor.”

Hemen, “Hani, şu zeki ve çeviğinden vazgeçtik, ahlaklısını bile arar hale geldiğimiz insanların yaptıklarının dışında kalan spor mu?” diye sorup, gelen “Aynen” cevabının ardından, ağızdan çıkacak diğer baklalar için de yer açtım.

Yahu, bu ülkede sayılarını fuleli adımlarla 100’e doğru taşıyan federasyonlar yok muydu? Bu federasyonların her yaş basamağından binlerce sporcusu, sayısız organizasyonu, bir o kadar izleyeni ve de ne olup bittiğini merak edenleri yok muydu? O haberler, hiç mi başlarını dayayacak, kendilerini tarihe not düşürecek  sayfaları özlemezdi?

Yerden, arş-ı alaya kadar hak dolu bu sitem ve tespit sağanağı karşısında, kestirip attım:

“Adı ne?”

“Neyin adı?”

“Gazetenin?”

“TÜRKSPOR.”

Merkez karargahta, Başkent medya leşkerlerinin deneyim küpü saygın ustalarından Yusuf Yalkın’ın yakın silah arkadaşım olacağı ve İstanbul cephesi komutanlığını yapacak Kadri Paşa’nın, mümtaz kalemşorlarla davaya “Bolcan” vereceği suflesi, söyleyecek söz bırakmadı açıkçası.”

***

Ankara gazetecileri kıskançtır bilir misiniz?

Birbirlerine övgüler dizseler de bir “damar” hiç eksik olmaz kıskançlık rüzgarında…

Çok sürmedi Türkspor’un yayın hayatı…

İşte onun için yıkıldı Rüzgarlı Gazetecilğinin saltanatı...

Adıma, alın terime ve gazetecilikteki uzun yolculuğuma övgüler dizenler, künyede Genel Yayın Müdürlüğü titrime takıldılar…

Sonra onlar da battı gazete de…

Son sözüm, gazetecilik aşkıyla tutuşan gençliğime…

Siz kendinizi yetiştirip arananlar arasında olursanız hiç kimse umurunuzda olmaz.

Bunu “Yazıyooo… Yazıyoooo” diye gazete satan ve odacı olarak başladığı meslekte bugünlere gelen biri olarak söylüyorum. Aklınızda bulunsun, bu mesleği seviyorsanız, işimiz de gücümüz de gazetecilik diyorsanız medyada aranan ve aranılan olursunuz.

Eni bir yazıda buluşmak umuduyla…