Ramazan DURMUŞ'un 5 Temmuz 2023 tarihli yazısı

Ne diyor şarkısında Ferdi Tayfur:

“Ne umutla geldik koca şehire

Allah sonumuzu hayır getire

Alacaklı haciz koymuş Bekir'e

Hadi gel köyümüze geri dönelim

Fadime'nin düğününde halay çekelim!”

Ve devam ediyor büyük şehir kâbusunu tarif etmeye:

“Buralarda ağaçları kesmişler

Yerlerine taş duvarlar dikmişler

Sevdiğimi başkasına vermişler!”

Sonra

“Hadi gel köyümüze geri dönelim” vesaire vesaire…

Nereden çıktı şimdi bu köye dönüş hikayesi…

Neyse dönelim mi mevzumuza…

Köyünden gelerek büyük kentlerin cenderesine kapılan çoğu insan dönüş hayali kurmuştur mutlaka…

Mesela ben, 50 yıl geride kaldı şu medya dünyasında köy yaşamı hiç hayalimden çıkmadı…

Dönebildim mi?

Siz dönebildiniz mi?

Kocaman bir hayır!

Niye dönemedim bunu en başta “Genç emekli”leri tarım yapmaya teşvik eden (!) Türkiye esnaflarının baş aktörü Bendevi Palandöken Beye anlatayım!

Hani diyor ya kıymetli Başkan:

“- Erken yaşta emekli olanlar köye dönmeli ve tarımın yeniden ayağa kaldırılması özendirilmeli!”

Bir televizyon kanalında ahkam kesince oldukça şaşırdım doğrusu…

“- Şehirlerden köye dönmek isteyenler için cazip imkânlar sunan projeler geliştirilmeli…”

“- Büyükşehirlerde yaşayan insanların sayısı giderek artıyor. Bu durum büyükşehirlere yük oluşturuyor!”

Doğru tespitlere, haklı sözlere diyeceğimiz de, itirazımız da yok!

Ama hızını alamıyor Bendevi Başkan devam ediyor:

“- EYT düzenlemesinden sonra binlerce kişinin köylere dönüp üretime katkı sağlayacak konumda…”

Eeeee sayın Başkan!

“-EYT düzenlemesi ile yaklaşık 2 milyon vatandaşımız emeklilik hakkı kazandı. Emekli olan vatandaşlarımızın birçoğu üretime katkı sağlayacak yaşta.”

Çok haklısın Başkan…

Ne yapacak genç emekliler (!)?

Tarımcı olacak!

Bak sen!

İşte olmadı bu patlak demeciniz!

O genç yaşta emekli olan vatandaşların çoluk çocuğu ne olacak?

Onları da mı postalayacağız bir takım teşviklerle köyüne…

Mesela taa kent merkezinden sabah mahmurluğu ile gelen öğretmene mi teslim edeceğiz o körpe beyinleri…

Yoksa köy minibüsünün son seferine aklı takılı kalan öğretmenin bir an önce dersi bitirip şehir merkezini hayal edişine mi tutsak edeceğiz o körpe beyinleri…

Biliyor musunuz sayın Palandöken…

3 kızçemı büyütüp gelin ettiğimde doğru Malatya’ya, şimdi depremle yer ile yeksan olan Cumhuriyet tarihinin ilk belediyelik ünvanı alan beldelerinden köyüm Polat’a geri dönüp baba yadigarı köy önündeki tarlama küçücük bir ev kondurup yaşamayı hayal etmişimdir.

Gençlik aklı işte…

Ama o da ne kızlar yuvalarını kurdu, torunlar serpildi bize de o torunlara bakmak düştü biliyor musun?

Onun için o dediğin kolay değil vesselam!

Ne kadar teşvik dersen de genç emekliler (!) senin dediğin gibi köye dönüp de çoluk çocuğunun geleceğini karartmaz.

Bunu bilesin ve unutmayasın!

Yine temennilerin en güzeli ile nokta koyalım serzenişimize:

“- Allah sonumuzu hayır getire!”

***

Şu trafikte makas atıp can yakanlara makası göstermenin tam zamanı…

Ölümlere sebebiyet vermek zararın ötesinde bir akıl tutulması…

Kısacası bunun adı katliamdır!

Katliamlara sebebiyet verenler de katildir, katillerdir.

Bayram gününde keyfe keder yolda makas atıp katliam yapan o beyinsiz mahluka gereken ceza ibreti alem için tez elden açıklanmalı ve ibret olarak ilan edilmelidir.

Yeni bir yazıda buluşmak umuduyla…