Yeliz BALCI'nın 11 Nisan 2023 tarihli yazısı: Kapıdaki tehlike: Küresel iklim krizi!

Bugünlerde sık sık "küresel iklim krizi" terimini duyuyoruz ve bu krizin boyutları maalesef ki giderek artıyor.

Küresel ısınmanın insan faaliyetleriyle ilişkili olduğu artık bir gerçek.

Doğal afetler, kuraklık, deniz seviyelerinin yükselmesi, buzulların erimesi gibi birçok sorunla karşı karşıyayız.

Bu durumun en büyük nedenlerinden biri de sera gazları...

Sera gazları, atmosferdeki sıcaklığı artırarak dünyanın ısınmasına sebep oluyor.

Bu gazların en yaygın olanı karbondioksit, her gün kullandığımız, fosil yakıtlar ve endüstriyel faaliyetlerle birlikte artıyor.

Ve ortaya çıkan sonuç yalnızca bizi değil tüm dünyayı tehdit ediyor.

Her ülke bu krizin sonuçlarıyla başa çıkmak için kendi sorumluluğunu üstlenmeli ve çözümler bulmalı.

Aksi takdirde ortaya çıkan sonuç, geri dönülmez boyutlarıyla birlikte insan yaşamını kökten sarsacak pek çok değişikliği de beraberinde getirecek.

2022 yılında yayınlanan Küresel İkim Krizi raporuna göre dünya, hava kirliliğinde geri dönülmez noktaya doğru hızla ilerliyor.

2030’lu yılların başına kadar gerekli tedbirler alınmazsa dünya kritik eşiği aşacak.

Yağışlar ve hava olayları bugünkünden çok daha karmaşık hale gelecek, yaşam kalitesi düşecek ve tüm insanlıkta eski dünya özlemi baş gösterecek.

Eski bayramları özlediğimiz gibi dünyamızın da daha yaşanabilir olduğu yılları özlemle anacağız.

Eğer tedbir almazsak…

İşe, küresel iklim krizinin etkilerini azaltabileceğimiz bir takım kişisel tedbirlerle başlamak yerinde olabilir.

Sürdürülebilir tarıma destek olmak, uçak ve otomobil kullanımını sınırlandırmak, yeşil alanları korumak, daha az tüketmek, doğal yatırımları teşvik etmek ve desteklemek gibi…

Bir kişinden ne olur dememek gerek, binler, on binler, milyonlar aynı anda bilinçlendiğinde dünyamız var gücüyle kendini toparlayacaktır.