Betül GÖKÇE AKGÖL'ün 9 Nisan 2024 tarihli yazısı: Tarihi Bir Miras: Kolonya

Kolonyanın tarihi, Osmanlı İmparatorluğu dönemine kadar uzanır ve kökenleri Orta Doğu'nun ve Avrupa'nın eski parfüm geleneklerine dayanır. Antik çağlarda, özellikle Orta Doğu ve Mısır'da bitki özleri ve baharatlar kullanılarak yapılan kokulu yağlar ve sıvılar, temizlik ve tazelik amaçlarıyla kullanılmış olsa da kolonyanın yolculuğu Ortaçağ’da İtalya’dan Fransa’ya, oradan Almanya’ya ve Osmanlı’ya uzanır.

Her şey Johann Maria Farina adlı parfüm ustasının çalışmalarıyla başlamış. Almanya'da, Köln’de İlk kolonya formülasyonları, İtalyan asıllı bir parfümcü olan Johann Maria Farina tarafından geliştirilmiş.

Aslında hikaye 18. yüzyıla kadar gidiyor. Dönemin Köln şehri Avrupa’nın birçok kentinde olduğu gibi sokağa atılan çöpler ve tuvalet sistemindeki yetersizlikten dolayı dehşet kokulara boğuluyor. Bu dehşet kokular Johann Maria Farina için işkenceye dönüşüyor. Diğer insanlardan farklı olarak koku alma duyusu son derece gelişmiş olan Farina, bir karışım yaratmış ve bu karışım Rokoko döneminin saray hayatı ve davetlerinde çok hızlı bir biçimde yayılmış.

Tutkulu bir koku uzmanı olan Farina, 1709 yılında bir formül oluşturmuş ve bu formül; Bergamot, yeşil misket limonu, portakal, mandalina, grept, lavanta, kekik ve nane gibi esansiyel yağları içermiş. Ürettiği bu kokuya hayran kalan Farina, Köln’ü ve hatta dünyayı güzel kokutmak için aradığı formülü bulduğuna karar vermiş. Farina kolonyayı keşfetmiş. İtalyan göçmeni olan Farina keşfini o dönemde şöyle tarif etmiş: İtalya’nın İlkbahar sabahlarının yağmur sonrası halleri gibi. Bu karışımın kokusu, o dönemde büyük ilgi görmüş ve kısa sürede popüler hale gelmiş.

Farina gerçekten de Ortaçağ’ın ağır, şaşalı ve yağ özlü kokularının aksine, ferah, serinletici ve yüzyıllara yayılacak kokusunu keşfetmiştir. Bu keşif dünyanın ilk gerçek parfümü kabul edilmiştir. Şişenin üzerinde büyük bir gururla şunlar yazılır: “Farina Original Eau de Cologne” – Original Kölnisch Wasser.

Farina’nın müşterileri arasında kraliyet ailesi ve soylular yer almış: Napoleon çizmelerini silmek için sürekli Farina’nın kolonyasından sipariş etmiş, Faust’un yazarı Goethe çalışma masasının üzerinde sürekli Farina kolonyasına batırılmış bir mendil bekletmiştir. Hatta bugün bile Bill Clinton gibi aristokratlar, bu markanın müdavimi.

Osmanlı İmparatorluğu'nda, Fransız askeri hekimlerin getirdiği bu parfümün popülerliği, yerel halk arasında da yayılmış. Ülkemizde ilk ithal edilen de II. Abdülhamid döneminde yine Farina’nın kolonyası olmuş. O dönemde konuklara gülsuyu ikramı yaygınsa da kolonya sınırlarımıza girdiği anda ününü ortaya koymuş. Osmanlı İmparatorluğu'nda, Fransız askeri hekimlerin getirdiği bu parfümün popülerliği, yerel halk arasında da yayılmış. Sonrasında ise ilham sahibi girişimciler tarafından yerel tatlar ve ihtiyaçlar göz önünde bulundurularak uyarlanmış. 1882’de kurulan ilk ıtriyat fabrikasında Ahmet Faruki vatanın ilk “milli” kolonyasını üretmiş. Halk tarafından “odikolon” olarak adlandırılan Eau de Cologne zamanla “kolonya” adına kadar evrilmiş.

Bugün hiçbirimizin evinde Farina’nın orijinal tasarım kolonyası bulunmasa da kolonya geleneğimiz hala doludizgin sürüyor. Kolonya ikramından sorumlu aile bireyi ise hala evin küçük kız çocuğu. Ritüel de pek değişmiş sayılmaz. Yaşlısından gencine doğru 80 derecelik limon kolonyası sırasıyla gezdirilir. Büyüklerin ellerine dökülür. Bir futbol takımının kadrosuna eş sayıda misafire dökülen kolonyadan sonra evde dev bir ilkbahar esintisi yaşanır.

Farina’nın İtalyan ilkbaharlarına benzer mi bilinmez. Bizdeki bayram havası denen şey: Demli çaya karışan limon kolonyası kokusu.