Alman filozof Martin Heidegger, 26 Eylül 1889 ile 26 Mayıs 1976 tarihleri arasında yaşamış ve varoluşçu felsefenin önde gelen isimlerinden biri olarak tanınmıştır. Felsefe dünyasında varoluşçuluk, post-yapısalcılık, post-modernizm, Frankfurt Okulu ve yapıbozumculuk gibi akımlarda etkili olmuştur.
Heidegger, Katolik bir ailenin çocuğu olarak 1889'da Almanya'nın Baden eyaletinde doğmuş, lise eğitimi sonrasında dinî eğitim almıştır. Üniversitede teolojiye yönelmiş ve Freiburg Üniversitesi'nde Katolik teolojisi ve Hristiyan felsefesi üzerine eğitim görmüştür. 1914 yılında "Psikolojide Yargı Kuramı" adlı çalışmasıyla dikkat çekmiş ve doktorasını tamamlamıştır. Marburg Üniversitesi'nde profesör olarak görev yapmıştır.
Nazilerin iktidara gelmesiyle Heidegger, Nazi Partisi'ne katılmış ve Freiburg Üniversitesi'nde rektör olarak görev almıştır. Bu dönemdeki politikaları tartışmalı olmuş ve çalışmalarının değerlendirilmesine gölgeler düşürmüştür. Üniversiteden uzaklaştırıldığı 1945 yılında, 1952'de yeniden üniversiteye dönebilmiştir. Ancak, yanlışlarını kabul etmesi bile onun üzerindeki gölgeleri kaldırmamış, ancak teorik çalışmalarının değeri felsefe camiasında korunmuştur.
Heidegger, doktora çalışması sırasında da etkilendiği Husserl'den ilham alarak, felsefi bir yaklaşımla psikolojiye dair konuları ele almıştır. 1927'de yayımlanan "Varlık ve Zaman" adlı eseri, sadece varoluşçu felsefe alanında değil, genel anlamda 20. yüzyıl felsefe tartışmalarını etkilemiştir. Heidegger, Batı felsefesini metafizik olmakla eleştirerek yeni bir varlık kavrayışı dönemi başlatmıştır.
Geleneksel yaklaşımlara alternatif olarak, Heidegger yeni bir formülasyon önermiş ve ön yargıların sona erdirilmesini savunmuştur. Her inceleme, bir şeyin nelik'ini araştırmayı amaçlar ve araştıranın kendisi de bu sürecin merkezindedir. Bu, ön yargılar olmadan bir soruşturmanın yapılması gerektiğini vurgular.
