R. Bülend KIRMACI'nın 12 Nisan 2024 tarihli yazısı: Yönetim Becerisi!

Kurumları tüm maddi ve insan unsuruyla en etkili şekilde yönetmek, bilgi, deneyim, özen gerektiren bir durumdur.

Üstelik durağan da değil dinamik bir faaliyettir yönetim ve planlı, ilkeli, düzeltici ve denetleyici işlemler bütününü gerektirir.

Bir yapı ve süreç çözümlemesine gereksinme vardır. 

Tüm bunları ancak yetkin eller yapar, birden fazla her kişinin oluşturduğu bir aradalık yönetim faaliyetinin başladığı noktadır. 

Otoriteye ihtiyaç vardır.

Demokratik disipline ihtiyaç vardır.

Sağlama ve sınamaya, ölçme ve değerlemeye ihtiyaç vardır.

Olağan sürecin yönetimi, zorlukların yönetimi, fırsatların yönetimi, geleceğin isabetli kararlarının yönetimi...

Hepsi bir bütündür.

Unutmayalım iki kişi de olsa iki milyon kişinin temsili de siz konusu olsa, sistemlerin içinde yaşar, aileler, şirketler, şehirler, ordular, takımlar, devletler...

Sistemin ahengine uyum ve de katkı meselesidir yönetimde beceri...

Liyakat ister...

Sadakat bekler...

Enerji alır, enerji verir...

Yıldızlar gibi tek ve bütünün parçasıdır yönetilen kurumlar...

Peki bizde yönetim kademeleri hakkaniyete dayalı mıdır? Yoksa ahbap çavuş ilintili olarak gerçek rekabete kapalı mıdır? 

Şu siyasete bakınız...

Bir dolu hayatta karşılığı olmayan adam, köşe başını tutmuş, kendi iktidarını sağlama alan ulufeler ile milletin zamanını çalmaktan başka neye yarıyorlar...

Devraldıkları Kurumları da ülkeyi de ileriye değil geriye götürüyorlar. 

Nesillerin, gençlerin, umutlarını kırıyorlar. 

Siyaset böyle de, spor, kültür, sanat, hatta akademik dünyamız farklı mı?

Değil tabii...

Orada da kayırma, buyurma, oyalama, beceriksizlik had safhada...

Ne zamanki gerçekten becerikli, bilgili, üretken, paylaşımcı, ahlaklı ve yurtsever insanları her yerde iş başına getiririz;

İşte o zaman refaha erer, geleceğe güvenle bakarız. 

Yoksa yönetilmeyiz ama "idare ediliriz"!