Sevdenur NAMALAN'ın 21 Mart 2023 tarihli yazısı: Yeni medya etkisi

Günümüzde teknolojinin hızla gelişmesi sonucu yeni iletişim araçları ile birlikte bu iletişim araçlarının getirisi olan bir takım medyatik unsurlar da oluşmuş yahut hâlihazırda var olan, köklü bir değişim yaşamıştır. Oluşan faktörler her toplum ve birey üzerinde farklı etkiler gösterse de günümüzün nitelikli teknoloji gelişiminden en çok çocuklar ve gençler etkileniyor.

Çeşitliliğinde artış gözlenen bu iletişim araçlarının özüne inildiğinde gündelik hayata dair çoğu alanda iletişimi, bilgiye ulaşımı kolaylaştırdığı ve seçenekleri artırdığı bilinir. Tabii bu durum medyatik unsurların doğru kullanımı ile ortaya çıkar. Fakat yaşamın devam ettiği süreç içerisinde sıklıkla “medyatik unsurların” yani genel adıyla “medya”nın zararları ile karşı karşıya kalmaktayız. Bazı kaynaklarda “modern sorun” olarak ele alınan medya bağımlılığı kavramı, kişisel zarar olarak başlayarak zaman içinde toplumsal zarar hâline dönüşmüştür. Kişisel olarak başlayan zararlara ilk olarak yüz yüze iletişim kurmaktan uzaklaşmak örneği verilebilir. Bireyin, medya araçlarına kendini bağımlılık derecesinde kaptırması, elinden düşürmemesi ve zihninde dahi sosyal alanını medya unsuru çerçevesinde oluşturması toplum içinde kullanılan sıradan iletişim hâlini yitirmesine sebep olmaktadır.

Bu örnek, çocuk ve gençler sınırı dâhilinde incelendiğinde medya araçları ve sosyal medya kullanımının ortalamanın üstünde olduğu ailelerde çocuğun/gencin; pasif, utangaç, içe dönük, iletişim kurmaya kapalı hatta psikolojik açıdan sorunlu olarak nitelendirilmesine bilimsel olarak kanıt oluşturur. Başka bir sorun ise çocuğun/gencin, sosyal medyada takip edilen kişilerle kendi hayatını karşılaştırma dürtüsüdür. Televizyon, telefon, bilgisayar, tablet gibi kitle iletişim araçlarının içinde bulunan hayatlara, kendi kişisel hayatında da sahip olmayı bekleyen çocuk/genç büyük yalanlar söylemeye başlar ve işin sonunda bu yalanlar gerçeklik algısını yitirmesine sebep olarak özendiği hayatı yaşadığına dair kişiyi inandırır.

Medya unsurları, reklamcılık anlayışı ile uyarlandığından televizyonda ya da telefon ve bilgisayarın daha çok karşımıza çıkarttığı sosyal medya alanında kusursuz imgelemeler yapılır. Böylece medya bağımlısı olan çocuk/genç, algısını o mükemmellik duygusuna adapte eder. Bu adapte olunuş, gerçekliğin kırılmasına sebep olduğunda karşılaşılan gerçek hayat ve yaşanılabilecek olan gerçek hayatın zorluk düzeyi, büyük bir depresyonun başlangıcı da olabilir. Günümüzde bu tarz sorunlarla sıklıkla karşılaşıldığından yaş ortalaması 18 olan çocuk ve genç statüsündeki bireylerin psikolojik danışmanlara daha çok ihtiyaç duyduğu görülmektedir. Fakat bu durumun fark edilebilmesi için bilinçli aileye sahip olunmalıdır.