Sevdenur NAMALAN'ın 13 Kasım 2023 tarihli yazısı: Sosyal Politika Tedbirleri

Çalışmanın sadece bir zorunluluk veya özgürlük meselesi olmayıp aynı zamanda bir hak olduğu düşüncesi, beraberinde “bu hakkın korunması gerekliliğini” de getirdi. Kişinin çalışma ve işini özgürce seçme hakkının hem ulusal hem de uluslararası alanda korunduğu görülmektedir. Bu anlamda uluslararası koruma kapsamında değerlendirilebilecek en temel belgeler, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ve Ekonomik Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi’dir (Tokol ve Alper, 2011: 106).

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 23. maddesine göre “Herkesin çalışma, işini özgürce seçme, adil ve elverişli koşullarda çalışma ve işsizliğe karşı korunma hakkı vardır.” Yine bununla birlikte Ekonomik Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi’nin 6. maddesine göre “Bu sözleşmeye taraf olan devletler, herkesin özgürce seçtiği veya benimsediği bir işte çalışarak hayatını kazanma fırsatına sahip olma hakkını içeren çalışma hakkını tanır ve bu hakkı korumak için uygun girişimlerde bulunur.” Dolayısıyla 1982 Anayasası’nın 2. maddesinde sosyal bir hukuk devleti olarak tanımlanan ülkemizde de çalışma hakkı, Anayasa’nın 49. maddesinde düzenlenmiştir: “Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir. Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları korumak, çalışmayı desteklemek ve işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak için gerekli tedbirleri alır.”

Çalışma hakkı, birçok sosyoekonomik hakkın bağlandığı temel bir hak konumundadır (Koray, 2005: 195). Bu nedenle sosyal devlet anlayışı içinde ve uygulamalarında çok önemli bir yere sahiptir.