Nesrin YARIM ÖZOĞLU'nun 19 Nisan 2024 tarihli yazısı: Büyütülmüş Çocuklar

Sosyal medya hayatımıza girdiğinden beri bazı şeyler yolunda gitmiyor. Teknolojiyi, interneti bir türlü hayatımıza katkı sağlayacak şekilde kullanamadık. Mesela arama motoruna güvenip sağlığımızdan olduk, arkadaşlık sitelerinin tuzağına düşüp paramızdan olduk. Şimdilerde ise sosyal medyanın aldatmacası ile çocuklarımızdan oluyoruz. Bir söz vardı, “Büyümüş de küçülmüş çocuk” diye. Aslında yılların tecrübesi ve bilgi birikimine sahip bilgili çocuklar için kullanılırdı. Bu sözü büyütülmüş çocuk olarak değiştirmemde sakınca yok. Çünkü küçücük çocuklar, fotoğraf filtrelerinin arkasında ya da sosyal medyada kandıkları insanların dış görüntüsüne bürünerek aşırı makyajla büyütülmüş çocuklar oldu.

Sosyal medya hayatımıza girdiğinden beri birbirini aldatan, kandıran insanların sayısı da arttı. Eşler arasındaki sadakat azaldı, kişilerin içinde bulunmadıkları hayatın dışında yaptıkları paylaşımlar, öyleymiş gibi bir yaşam dünyasını ortaya çıkarttı. Bir de herkesin birbirini kusursuz güzellikte sandığı bir aldatmaca aldı başını gitti. Fotoğraf filtresi arkasına sığınan insanlar yüzünden birbirinin kopyası olan insan silüetleri oluştu. Kusursuz güzelliği kendine takıntı yapan insanlar ise soluğu estetik operasyonlarında, kalıcı çözümlerin arandığı güzellik merkezlerinde aldı. Çevremizde aynı burun, aynı dudak, aynı kaş, göz yapısında bir sürü insan var. Hepsi farklı ana-babadan ama aynı operasyonlardan çıkma. Üstelik bu operasyonlara yaşı yetmeyen nice çocuk, merdiven altı yerlerin tuzağında. İşte bu da durumun en vahim noktası.

Uzmanlar, erken yaşta ve sürekli makyaj yapmanın cildi aşırı yıprattığının üzerinde sıklıkla dursalar da sosyal medyanın da etkisiyle makyaj yapma yaşı 13-14'lere kadar düştü. Aşırı makyaj ve kozmetik kullanımı, 40'lı yaşlarda görülen cilt bariyerinin çökmesi, egzama, aşırı akne gibi sorunların 18'li yaşlara kadar inmesine yol açtı. Dermatoloji uzmanları, çocukluk döneminde makyaj yapılmaması konusunda uyarıda bulunuyor. Dövme yaptırma ve estetik operasyonlar için de durum aynı. Bu işlemler için de yaş sorununu ortadan kaldırmak adına merdiven altı yerlerde, sağlıksız koşullarda yapılan operasyonların tuzağına düşüyorlar. Özellikle kız çocuklarımızın bu çıkmazın içinden çıkması gerekiyor. Kendilerinden olmayanı dışlama eylemi ise tüm çocukları bu yanlışlara sürüklüyor.

Güzellik kaygısı, çocuklarımızı, özellikle kız çocuklarımızı ele geçirmiş durumda dedik. Makyaj, kalıcı dövme ya da estetik operasyon yaptırmayan yok denecek kadar az. Bunu, yaşadığınız bölgedeki herhangi bir lisenin önünden geçerken de fark edebilirsiniz. Kız çocuklarımızın yaşının çok ilerisinde makyaj ve boyalı saçlı hâlleri şaşırtıyor. Sanki okula gelmiyorlar da podyuma çıkmak için hazırlanıyorlar. Yaşım çok ileri olamamasına rağmen şu cümleyi kurmadan edemeyeceğim: “Bizim zamanımızda öyle miydi?” Gömleğimizin üst düğmesini açamaz, gözümüze sürdüğümüz sürmeyi silmeden okula giremezdik. Çok değil, 2000’lerin başında. Peki ne oldu da bu çocuklar bu hâle geldi? Daha küçük kuşak için tehlikenin farkında mıyız?