Şevval Elif KIRAN'ın 18 Ocak 2024 tarihli yazısı: Batum’da Bir Gün 

Herkese merhaba. Bu yazımda sizlere, günübirlik Gürcistan-Batum turu nasıl olur, nasıl ulaşım sağlanır onlardan bahsedeceğim.

Kendi gezi rotamdan bahsedecek olursam, biz Batum’a günübirlik gitmeyi tercih ettik. Rize ilinden bir tur firması ile anlaşarak Batum’a doğru yola çıktık. Rize’den yaklaşık olarak 1 saatte Sarp Sınır Kapısı’na ulaştık. Her ne kadar tur arabasıyla da gitseniz sınır kapısından yaya olarak istenilen belgeler ile geçmeniz gerekiyor. 

Türkiye’den kimlik kartınız ile kolaylıkla giriş sağlayabiliyorsunuz. Sınır kapısından geçmeden önce giriş-çıkış mühürlerinin basıldığı resmi bir belge veriliyor. Bu belge ve kimlik kartımız ile ülkemizden çıkış yapıyoruz. Harç ücretini ödedikten sonra polis noktaları bulunuyor; biri ülkeden çıkış, biri ülkeye giriş olmak üzere iki ayrı kontrol noktasından geçiyorsunuz. 

Ülkemizden çıkış yaparken sağ tarafta Artvin ilimize bağlı Sarp köyü bulunuyor. Tam karşısında yani Gürcistan ülkesinde ise Sarpi Köyü bulunuyor. Tur rehberimizden öğrendiğim bilgiye göre iki köy akraba ve birbirlerine gidip gelmekte kolaylık sağlanması adına ülkemizden geçişin kimlikle sağlandığı söyleniyor. 

Tüm resmi işlemlerimizi hallettikten sonra Batum’un şehir merkezine doğru yol aldık. Şehir merkezine giderken bir tarafımız sahil, diğer tarafımız yeşilin en güzel tonlarıyla dolu dağlar oldu. Şehir merkezine geldiğimiz zaman ilk durağımız; Ali ve Nino heykeli oldu. Müslüman bir oğlanla Hıristiyan bir kız arasındaki aşk, 1914’te Doğu ile Batı’nın buluştuğu bir ülkede başladı. Eski bir aristokrat ailenin mensubu olan Ali Han Şırvanşır ve Gürcü Bey’in kızı olan Nino Kapiani birbirine âşık oluyor. Nino, Hıristiyan geleneklere göre yetiştiriliyor; Ali ise Müslümanlık inancı ile büyütülüyor ama buna rağmen Ali ve Nino evlenmeye karar veriyor. Fakat Ali ve Nino’nun mutluluğu uzun sürmüyor. 1920 yıllarında Bolşevikler, Azerbaycan hükûmetini devirmek ve ülkede Sovyet iktidarı kurmak amacıyla Bakü’yü işgal etmeye başlıyor. Ali, Nino’yu kızını alıp Tiflis’e gitmeye zorluyor ama kendisi, zor zamanlarda memleketinden ayrılmak istemeyip Gence’de kalıyor. Gence köprüsündeki savaşlar sırasında Ali, başına gelen her şeyi bir deftere yazarak 24 yaşında hayatını kaybediyor. Nino kızını alıp Paris’e kaçıyor ve bir daha Bakü’ye dönmüyor. Tamara Kvesitadze’nin büyük aşk anısına yaptığı Ali ve Nino heykeli, Batum’daki turistler için en ünlü yerdir. Ali ve Nino’nun aşk hikâyesi hem iki dini hem de Doğu ve Batı’nın sınırlarını birleştiren bir sanat eseri olarak kabul edilebilir.

Heykeli inceledikten sonra diğer rotamız, Alfabe Kulesi oldu. Batum Alfabe Kulesi, Acara Özerk Cumhuriyeti’nin başkenti ve Karadeniz’in kıyısında önde gelen bir turizm merkezi olan Batum’da bulunmaktadır. Alfabe Kulesi, 33 harfli ve 5. yüzyıldan kalma olduğuna inanılan, en eski alfabelerden biri olan Gürcü alfabesinin üstünde bulunduğu DNA sarmalından oluşmaktadır. Kulenin mimarisinde kullanılan DNA sarmalının, hayati bilgileri birleştirmeyi ve Gürcü halkı için bütünleşmeyi sembolize ettiği bilinmektedir.

Sahil kenarında bulunmaları sebebiyle turistlerin yoğun ilgisiyle karşılaşan sembolik yerler mutlaka görülmeli. Daha sonra şehir içine doğru yol alıyoruz. Değişik mimarisi farklı kültürleri yansıtan yapıtları ile Batum, ülkemize yakınlığı, kolay ulaşımı sayesinde mutlaka görülmesi gereken yerlerdendir. Diğer yazımda da Batum’a devam edeceğim. Görüşmek dileğiyle...