Aybala Almina Melek'in 3 Ocak 2023 tarihli yazısı: Basın ve Yeni Osmanlılar Cemiyeti

Basın hayatı batıda gelişmiş, iktidar karşısında kabul görmüş ve halkın günlük yaşamının bir parçası haline gelmişken, Osmanlı’da durum tam tersidir. 18. Yüzyıldan itibaren Avrupa’daki gelişimleri takip etme ihtiyacı duyan Osmanlı, teknolojik ve bilimsel gelişmelerin çoğunu ülkeye getirebilmesine rağmen Avrupa’daki hızı yakalayamamıştır. 1839 yılında Tanzimat’ı ilan ederek devlet politikasını batılılaşma üzerine yoğunlaştırmıştır. İlk Türkçe gazete olan Takvim-i Vekayi, kamu kuruluşlarına dağıtılmasına rağmen en fazla beş bin tiraj elde edebilmiştir. Ardından yarı resmi gazete olan Ceride-i Havadis, William Churcill tarafından çıkarılmış ancak sadece devlet desteği ile ayakta kalabilmiştir. Avrupa’da yüz binlerce basılabilen gazeteler varken başkentte yayınlanan gazeteler birkaç bini ancak bulabilmiştir. Tiraj patlaması 1860’ dan sonra başlıcak ve Tasviri Efkar’ın kimi sayıları 24 bin basılabilecektir. 1860’dan sonra basın gerçek anlamda sosyal hayattaki yerini alacak, daha sonra gazeteler değişimin, gelişimin, muhalefetin, fikrin, tartışmanın merkezi olacaktır.  Basının bu gelişmesinde 1834 yılında kurulan posta teşkilatının, 1855’ten itibaren kullanılan telgrafın ve aynı dönemde kurulan demiryolu teşkilatının büyük bir rolü vardır.

Avrupa’da gözde olan ihtilal cemiyetleri göz önüne alınarak kurulan Yeni Osmanlılar Cemiyeti’nin ismi 1867 yılında Mustafa Fazıl Paşa tarafından verilmiştir. Cemiyetin asıl amacı rejimin değişmesi üzerinedir. Yıkılmakta olan Osmanlı Devleti’nin kurtuluşunun azınlıklara ve tüm insanlara daha fazla hürriyet verilmesiyle sağlanacağı düşünülüyordu. Siyasi rejim değiştirilerek İngiliz tipi bir meşruti sistem amaçlanmıştır. Bu değişim ise padişahla iyi ilişkiler kurularak yapılmaya çalışılmıştır.

Basının gerçek anlamda kurulma ve gelişme dönemi olarak 1860’dan sonraki yıllar görülür. Cemiyetin kurulduğu ve gizli olarak üye sayısının genişlettiği dönem aynı zamanda basının geliştiği yılları gösterir. 21 Ekim 1860’da Şinasi ve Agah Bey’in kurduğu Tercümanı Ahval ve 27 Haziran 1862’de yayın hayatına başlayan Tasviri Efkar döneme damgasını vuran gazetelerdir. Gazetelerin üstünde durduğu konular Şark meselesi, Girit ve Belgrat problemi, iç mali sorunlar, yabancı borçlar gibi yönetimi yakından ilgilendiren konulardır. Mustafa Fazıl Paşa’nın meşruti sistem isteyen yazısı Muhbir ve Tasviri Efkar’da yayınlanır ve meşrutiyetin ilanına yönelik bir hamle yapılır. Ali Suavi’nin Muhbir’de yayınlanan Mısır Valisi İsmet Paşa’nın isteklerini bildiren yazısı sonucunda Ali Kararnamesi yayınlanır ve gazete bir ay askıya alınır. Basın üzerindeki baskı artar ve gazeteciler Anadolu’ya sürgüne gönderilir. Bunun üzerine Osmanlı yönetimi yeni gazetelerin yayınlanmasına izin verir.

Yeni Osmanlılar Cemiyeti, Tanzimat’ın getirdiği yeniklerin İslam’a uygun olması gerektiğini savunan, eğitimde ikililiğe karşı çıkan, meşrutiyet ve hürriyet fikirlerinin savunulduğu, Ali ve Fuat Paşaların otoriter yönetimine karşı çıkıldığı bir cemiyettir. Öte yandan Osmanlı’daki siyasi gelişmede ve meşrutiyetin ilan edilmesinde cemiyetin büyük hizmeti vardır. Fikir dünyasının gelişmesinde ve aydın tabakanın oluşması ve fikir gazeteciliğin ortaya çıkması cemiyetin başarılarındandır.