Mürvet KARA'nın 20 Nisan 2024 tarihli yazısı: Ulusal Egemenlik = Bilgi Okuryazarı Çocuk

Günümüzde internet ortamında her şey hakkında birçok içerik bulmamız mümkün. Bu içeriklerin pek çoğu ise bilgi (formasyon) değil malumat (enformasyon) içermektedir. Bu enformasyon bombardımanını denetlenmesi de oldukça zordur ve yetkinlik gerekmeksizin her kafadan bir ses çıkarcasına herkes bir şey yazarak yayınlayabilmektedir.

Bu doğrultuda bizim bilgi okuryazarı olmamız gerekiyor. Epistemolojik açıdan enformasyonun (malumat) ve bilginin (formasyon) mahiyetini değerlendirecek metodolojiye sahip olmamız elzemdir. Bu, aynı zamanda enformasyon (malumat) çöplüğünün içerisine karışmış altın kıymetindeki bilgiyi (formasyon) ayıklamamız için gereklidir.

Dijital medya ve özellikle de internet, merkeziyetsizliği nedeniyle bir denetleme kurulu olmaksızın çok ilgisiz, pek çoğu clickbait olmak üzere bilgi (formasyon) soslu enformasyonlarla (malumat) zihinlerimizi kirletmektedir. (Bahsini ettiğim içeriklerden de en çok kârı iletişim teknolojileri ve yazılımlarını üreten şirketler kazanmaktadır.) Bu kirlenmenin nedenlerine bakarsak en başta az önce bahsettiğim epistemolojik okuryazarlığımızın zayıflığını göreceğiz.

Bu nedenle internet içeriklerinin tıklama sayılarının artması, okurun tıkladığı içerikte geçirdiği zamanın düşmesi ile ters orantılı ilerlemektedir. Bu ne demektir? İnsanlar bilgiyi değil, enformasyonu tercih ediyor demektir. Dolayısıyla enformasyonla geçireceği kısacık bir zaman dilimi için (çünkü enformasyon bilgiye kıyasla çok daha hızlı tüketilebilmektedir, ontolojik yapısı bu şekildedir) internet sitelerinin nicelik bakımından trafiğini artırmış oluyor.

İnternet kullanıcısının alışkanlıklarını dönüştürmek, bu sorunu çözer mi? Sanmam. İnternet okurunun bu dilemmasını çözmeye çalışmaktansa bilgi okuryazarı nesiller yetiştirmek, sorunumuzu kökten çözecek yegâne reçetedir. Derdimizin dermanıdır.

Bu meyanda, okullarda, özellikle ilkokul çağından başlamak üzere çocukların bilişsel durumuna uygun biçimde bilgi (formasyon) ve malumat (enformasyon) arasındaki farkı görebilecekleri epistemolojik eğitimler verilmelidir. Çünkü çocuklarımız, milli egemenliğimizin teminatıdır. Memleketimizin öz evlatları ne kadar güçlü ve bilgili olursa ulusal egemenliğimizi o kadar sürdürebiliriz. Aksi hâlde malumatfuruşlar gibi hiç kimsenin hiçbir şeyi bilmediği ama her şey hakkında aslı astarı olmayan ve manipülatif enformasyonlarla kendini allame-i cihan sandığı bir ülke hâline geleceğiz.

Dünya koskoca bir enformasyon (malumat) çöplüğüne dönüşürken bizim kendi evlatlarımızı korumamız ve güçlendirmemiz gerekmektedir. Bu, eli kalem tutan, biraz olsun entelektüel kapasiteye sahip herkesin milli ödevidir. Herkesin âdeta bir seferberlik ilan edilmişçesine elini taşın altına koyması gerekmektedir.

Sözün özü kıymetli dostlar; ulusal egemenlik, kayıtsız şartsız bilgili milletindir.