Felsefede varoluşçuluk akımının önde gelen teorisyenlerinden biri olan Alman filozof ve psikiyatrist Karl Theodor Jaspers, 23 Şubat 1883 ile 26 Şubat 1969 tarihleri arasında yaşamıştır. Yaşamı boyunca modern psikiyatri, din felsefesi, tarih felsefesi ve siyaset felsefesi gibi alanlarda derin etkiler bırakmıştır.
Karl Jaspers, genç yaşlardan itibaren felsefeye ilgi duymasına rağmen, babasının etkisiyle hukuk eğitimi almıştır. Ancak, hukuk okumaktan sıkılarak kısa sürede tıp okumaya yönelmiştir.
1909'da tıp eğitimini tamamlayan Jaspers, Heidelberg'deki bir psikiyatri hastanesinde çalışmaya başlamıştır. Burada, zamanının psikiyatri anlayışından memnun olmayan Jaspers, psikiyatrik yaklaşımı geliştirme misyonunu üstlenmiş ve Heidelberg Üniversitesi'nde psikoloji dersleri vermeye başlamıştır.
Jaspers, "Genel Psikopatoloji" (1913) adlı eserinde psikopatoloji yöntemleri ile görüngübilimsel ve yorumbilgisel yaklaşımlar arasındaki ilişkiyi incelemiş ve bu yaklaşımları bazı psikopatoloji sorunlarına başarıyla uygulamıştır.
Felsefe kariyerine 40 yaşında dönen Jaspers'in "Psychologie der Weltanschauungen" (1919) adlı eseri, hem dünyayı algılama ihtiyacını ele alması hem de Kant, Kierkegaard, Nietzsche ve Weber gibi düşünürlerden etkilendiğini göstermesi açısından önemlidir. Jaspers'i etkileyen diğer filozoflar arasında Platon, Plotinos, Hegel, Schelling, Dilthey ve Husserl de bulunmaktadır.
Jaspers'in başyapıtı olarak kabul edilen "Felsefe" (1932) adlı kapsamlı kitabı, kendi varoluşçuluk anlayışını dile getirmiş, ancak Nazi Almanyası'nda yasaklanmıştır. Bu nedenle İsviçre'ye göç eden ve Basel Üniversitesi'nde ders vermeye başlayan Jaspers, bu dönemde felsefeyle bağlarını azaltmış ve daha çok siyaset felsefesiyle ilgilenmiştir. "Atom Bombası ile İnsanlığın Geleceği" (1958) adlı eseri bunun önemli bir örneğidir. Ölümüne kadar ise çalışmalarının çoğunu "din felsefesi" üzerine yoğunlaştırmıştır.
Jaspers, felsefenin çeşitli alanlarında ilginç kavrayışlar geliştirmiştir. Özellikle din felsefesinde "aşkın", "şifre" (gizli yazı düzeni), "felsefi inanç" kavramları; tarih felsefesinde "Eksen Çağı" tezi; ve siyaset felsefesinde "yeni siyaset düşüncesi" üzerinde durmuştur.
İnsanın dünyaya karşı muhtemel tavırlarını analiz eden Jaspers, bireyin ölüm, savaş, değişim ve suç gibi durumlar karşısında verdiği kararları inceler. Ona göre, bu nihai durumlar bilimsel düşüncede göz ardı edilir veya çeşitli sorunlarla ifade edilir. Ancak, bu deneyimler, insanın dünya varlığının belirsizliğini ve güvensizliğini gösterir. Jaspers'e göre, gerçek varoluş, bireyin sorumluluk almasıyla mümkündür. Gerçek varoluşa ulaşmak için insanın, bilimi aşarak "mutlak" veya "Tanrı"ya yönelmesi gerekmektedir. Bu şekilde varoluşunu kurabilen insan, ahlaki açıdan doğru olanı da bulmuş olur.
