Dostlar, Tepecik, Çoban Çeşmesi ve Köstence Mahallelerinde hayatlarını sürdürmek zorunda kalan bölge sakinleri, kentsel dönüşümün bir an önce tamamlanmasını istiyor… 2008 yılında başlayan ve 10 yıl içinde bitirileceği belirtilen kentsel dönüşümün yarısının bile bitmediğini hatta bazı mahallelere kazma bile vurulmadığını kaydeden bölge sakinleri şu ifadeleri kullanıyor: 

Burada Yaşayanların İnsan Olduğu Unutulmasın

"Mamak’ın en büyük gecekondu mahalleleri Dostlar, Tepecik, Çoban Çeşmesi ve Köstence’de halen çok sayıda insan oturuyor. Burada kentsel dönüşüm başlayacak dendiği zaman hepimiz umutlanmıştık. Köstence mahallesinin Samsun yoluna bakan ve eskiden tarla olan, çocuklarımızın futbol oynadığı alan ve birkaç bölge hariç kentsel dönüşüm namına hiçbir çalışma yapılmadı.  Başka mahallelerde yapılan çalışmalar var. Ancak bizim mahallemize kepçe dahi girmedi. Madem bu kadar beklenecekti o zaman kısım kısım çalışma yapsalardı. Burada yaşayan binlerce insan kentsel dönüşüm başlamadan göç ettirildi.

Kentsel dönüşüm başlayalı neredeyse 15 yıl oldu. Bütün çalışmalar 15 yıl içinde tamamlanacak endişe etmeyin denildi. Gelinen süreçte sonuç net bir şekilde ortada duruyor. Biz, sormak istiyoruz: İnsanlar neden evlerinden çıkarıldı veya çalışmalar neden bir sonuca erdirilemedi? Biz burada yaşayan insanlar olarak bunun cevabının bize verilmesini istiyoruz.

Karakol Gitti, Asayiş Bitti

Öte yandan bu konuda yetkili kişiler ‘Biz, resmi olarak anlaşmadığımız kimsenin evinden çıkmasını istemedik’ diyebilirler… Burada bir sorun yok ve bu söylem haklı… Ancak evinizden çıkın demediler ama mesela otobüs, dolmuş seferleri azaltıldı. Mahallenin ortasındaki karakol kaldırıldı ve asayiş bozuldu. İlla bir kişiye evinden çık demenize gerek yok. Karakolu kaldırıp, ulaşımı sıkıntıya sokarsan insanlar burada nasıl oturacak? Kendisini nasıl güvende hissedecek. Biraz empati yapmalarını ve bu kez gariban insanların yanında yer almalarını istiyoruz. Makam, mevki geçici… Hayat bile bir gün ansızın sona eriyor. Burada yaşayan insanların sıkıntıları ve uğradıkları haksızlıkların hesabını mutlaka bir soran olacaktır. Mal, mülk hepsi dünyalık telaşlar… Önemli olan insanların hakkı ve hukuku gözetilerek işlerin yapılmasıdır. Bizim bundan başka isteğimiz yok.

Hırsızlık Çoğaldı

Buradaki gecekondu mahallelerinde eskinden herkes bir birini tanırdı. Herkes komşusunu gözetir ve sahip çıkardı. Ancak kentsel dönüşüm sonucu evlerini TOKİ’ye veren vatandaşların buradan göç etmesi sonucunda birçok ev boş kaldı. Öyle ki bazı sokaklarda yalnızca bir- iki aile oturuyor. Diğer evler boş… İnanın evden çıkarken korkuyoruz. Biz çıktıktan sonra evlerimize hırsız girmesinden korkuyoruz. Bu mahallerde neredeyse soyulmayan, hırsız girmeyen ev kalmadı. İki kişi aynı anda evden çıkmaya çekiniyoruz. En azından bir kişi evde kalırsa hırsız gelmeye çekinir ya da caydırıcı olur diye düşünüyoruz. Nereye kadar böyle gidecek bilmiyoruz.

Hırsızlar boş kalan evlerde gelip kalıyor. Buradaki evlerin kapıları, pencereleri, demir korkulukları sökülüp satılıyor. Hatta bazı komşularımızın boşattıkları evlerdeki elektrik kablolarını, şofbenlerini çalıp satıyorlar. Bazı evler bir yıl içinde 3-4 kez soyuldu… Yaşanan sıkıntılar anlatmakla bitmiyor.

Madde Bağımlısı Bir Gençlik Türedi

Simit Fiyatları Mahkemelik Oluyor Simit Fiyatları Mahkemelik Oluyor

Bir diğer önemli husus da madde bağımlısı gençlerin hemen her gün bu sokaklarda dolaşması… Bir arabanın içine binerek gece madde kullanıp sağa- sola bağırıp çağırıyorlar. Madde bağımlısı bazı kişiler, burada boşaltılan evlere giriyor. Bazen ateş yakıyorlar.

Otobüs Seferleri Azaltıldı, Esnaf Diye Bir Şey Kalmadı

Yaşadığımız en büyük sorunlardan bir tanesi de ulaşım olanaklarının kısıtlanması… Eskiden mahallemize 10 dakikada bir otobüs, dolmuş gelirdi. Şimdi yarım saat veya daha fazla beklemek zorunda kalıyoruz. Gece saatlerinde ise seferler iyice azalıyor. Bir misafirimiz geldiği zaman erkenden dönmek zorunda kalıyor. Çünkü gidecek araba bulamıyor. Düğünlerimiz oluyor ancak kimseyi doğru düzgün çağıramıyoruz. Burası gecekondu mahalleleri ile çevrili bir yer olduğu için düğünlerimizi kendi bahçemizde sokağımızda, evimizin önünde yapıyoruz. Akşam düğüne gelen hemen gitmek zorunda kalıyor. Çünkü dönüş sıkıntılı… Taksi çağıralım deseniz belli bir saatten sonra taksiciler de buraya gelmek istemiyor. Baktığınız zaman kendilerine göre haklılar… Madde bağımlısı insanlar var, hırsızlar var, ışıklandırma yetersiz… Her yer ıssız… Peki, taksici buraya nasıl gelsin? Doğal olarak onlar da ev geçindiren insanlar… Paralarını kazanmak istiyorlar ama hayatlarını riske atmak istemiyorlar…

Burada sorunların gördüğünüz gibi çok fazla… Devlet büyüklerimiz bizi burada unutmasınlar… Bu gecekondu mahallerinde hala insanların yaşadığını göz ardı etmesinler… Ve ne yapacaklarsa bir an önce yapıp, insanları rahata erdirsinler…"

Muhabir: Hasan Erdoğan