Türk Kadınlar Birliği’nin Genel Başkanı Avukat Sema Kendirci Uğurman; “Dikkat ederseniz Osmanlı döneminde de kadınların hakları ve özgürlükleri gibi konuların tamamı tartışılıyor fakat bu örgütün meselesi bu düzensiz kuvveti örgütlü bir güç haline getirmek. Çünkü parti kuruyorlar. Böyle bir şey hiçbir dünya ülkesinde bile düşlenemeyen bir şey. Bunun önemi, biz Cumhuriyet Dönemi ile birlikte diye konuşuyoruz ama bu geçmişi inkar etmek değil, tam tersi geçmişin birikiminin örgütlü mücadeleye dönüşmesi çok önemli.

Ankara’da, Büyükşehir Zabıtası Denetimlerini Artırdı Ankara’da, Büyükşehir Zabıtası Denetimlerini Artırdı

"Kadınlar Halk Fırkası CHP’den Çok Öncedir"

Siyasi parti kurmaya kalkmak akıllara durgunluk veriyor, (o dönem için) hayal edilemeyecek bir şey.  Erkekler bile hayal edemedi. Kadınlar Halk Fırkası CHP’den çok öncedir. Bunu şunun için söylüyorum, ben hayatım boyunca sendikalarda da çalıştım, burada da çok çalıştım ve gördüğüm şey şu; başarı örgütlü mücadeleden geçiyor. Kadın için bu çok daha önemli. Neden çok daha önemli? Çünkü kadın örgütlenmediği sürece ezilmesi daha da kolay çünkü erkek egemen yapı zaten erkeğe hizmet ediyor. Ama bizde böyle bir şans yok ki, dolayısıyla başarı mı? Örgütlülükten geçiyor. Hiçbir zaman benim adım senin adın demeyeceksiniz, birlikte olacaksınız. Örgütlenmek tam anlamıyla budur. Türk Kadınlar Birliği bunu başarıyor” cümleleriyle Türk Kadınlar Birliği'nin öneminde bahsetti.

Medeni Kanun Önerisi Hazırladılar

Türk Kadınlar Birliği’nin Medeni Kanun çalışmalarındaki etkisini anlatan Uğurman; “Medeni kanun çalışılıyor Türk Kadınlar Birliği hukuk komisyonu kuruyor. Tasarı hazırlayarak meclise gidip ilgili kişinin masasına bırakıyorlar. O zamanın adalet bakanıyla görüşüyorlar biz bunları istiyoruz. Bunları da sokun bu tasarıya diyorlar. Bir kısmı kabul ediliyor. O tarihlerde zaten o kapıyı çalmak bakanın önüne gidip tasarı sunmak çok önemli işler. Biz ne zaman başardık? Yıl 2002 medeni kanun, ceza kanunu, anayasa çalışmalarında aynı yöntemi uyguladık. Tasarı hazırladık, bakanların kapısını çaldık biz bunların yasalara girmesini istiyoruz dedik. Aynı yöntemle mücadele ettik. Tarihi unutmamak gerekiyor. Çünkü bunun en iyi örnekleri var. Niye kullanmayalım niye ortaya çıkarmayalım?

Onun için örgütlü mücadele, özellikle kadınların bir arada başarmaya azmettiği noktada gerçekten yan yana durabilmesi demektir. Egemenliğin ne demek olduğunu kadınlar çok bilmiyor. Çünkü egemenlik hep başkalarında oldu ancak örgütlü mücadele ile birlikte egemenliği yakalayabileceğiz zaten. Bireysel çıkışlar, küçük küçük örgütler, dernekler bilmem neler değil mesele. Büyük, güçlü, gösterişli (bu sözcükleri bilerek kullanıyorum) örgütlenme. Dünya Kadınlar Birliği Türkiye’de 1935 yılında Türk Kadınlar Birliği’nin ev sahipliğinde toplanıyorlar. 40 ülke ve 500 delege geliyor. Her delege ülkesine döndüğünde Türk Kadınlar Birliği’nin başarısını anlatıyor. Tabii ki Atatürk'ü de anlatıyor. Kadınların örgütlenmesini anlatıyor. Neyle övüneceğiz? İşte bununla” dedi.

Muhabir: Arda Kemal Atay