Elektronik Yüksek Mühendisi, TÜSİAV İstanbul İl Koordinatörü ve Ticari Hayat Gazetesi yazarı Begüm Öncü’nün bu haftaki konuğu, İstanbul Aydın Üniversitesi Rektör Yardımcısı, Türk Patent ve Marka Kurumu Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ali Sınağ oldu. Öncü, Prof. Dr. Sınağ’a, kalite güvencesi hakkında merak edilenleri sordu.

Begüm Öncü (B.Ö.): Bu haftaki konuğum, İstanbul Aydın Üniversitesi Rektör Yardımcısı, TÜBİTAK İletişim Merkezi Kurul Üyesi, TÜBİTAK Kömür, Biyokütle ve Atık Teknolojileri Çağrı Programları Danışma Kurulu Üyesi, Türk Patent ve Marka Kurumu Danışma Kurulu Üyesi, ülkemizin saygın akademisyenlerinden Prof. Dr. Ali Sınağ.

B.Ö.: Bu röportaj için size çok teşekkür ederim hocam. Röportajımıza başlarken sizi biraz tanıyabilir miyiz? Mesleki ve akademik kariyerinizden bahsedebilir misiniz?  

Ali Sınağ (A.S.): Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü’nde Nisan 2001 yılında tamamladığım doktora çalışmasının ardından Alman Akademik Değişim Servisinden (DAAD) aldığım bursla 2001’den 2003’e kadar Almanya’nın Karlsruhe şehrinde bulunan Karlsruhe Teknik Üniversitesinin köklü enstitüsü Engler Bunte Kömür, Petrol ve Doğal gaz Enstitüsünde çelik yüzeyinin sertleştirilmesi (AB Projesi FP 7) konusunda ardından da yine aynı şehirde bulunan Karlsruhe Araştırma Merkezinin bursuyla da 2003’den 2004’e kadar Karlsruhe Araştırma Merkezi’nde Biyokütleden değerli kimyasalların eldesi için katalizör sentezi konusunda doktora sonrası bilimsel araştırmalarda bulundum. Ekim 2003’te yardımcı doçent, Nisan 2005’te doçent, Eylül 2010’da profesör oldum. Çok sayıda idari görevler üstlendim. 2012-2023 yılları arasında Ankara Üniversitesi Teknokent Yönetim Kurulu Üyesi ve Başkan Vekili, Ankara Üniversitesi Fikri Sınai Haklar Kurulu Başkanı ve Ankara Üniversitesi Kalite Koordinatörlüğü görevlerini yürüttüm. Aynı zamanda Yüksek Öğretim Kalite Kurulu Dış Değerlendirme Takımlarında Değerlendirici Üye ve Takım Başkanı olarak 2016 yılından beri üniversitelerimizin dış değerlendirme sürecine katkı sunmaktayım. 2020 yılından bu yana TÜBİTAK Kömür, Biyokütle ve Atık Teknolojileri Çağrı Programları ile Yükseköğretim Kurulu’nu temsilen Türk Patent ve Marka Kurumu Danışma Kurulları üyesiyim. TÜBİTAK İletişim Merkezi (TÜBİMER) Kurul Üyesi olarak da 2022 yılından beri görev yapmaktayım. Eylül 2023’den beri İstanbul Aydın Üniversitesinde araştırma ve kalite süreçlerinden sorumlu Rektör Yardımcısı olarak görev yapmaktayım.

B.Ö.: Özellikle çalışmalarınızı sürdürdüğünüz yükseköğretimde kalite güvencesi kavramından bahsedebilir misiniz hocam?

A.S.: Yükseköğretimde eğitim - öğretim, araştırma - geliştirme ve topluma katkı faaliyetleri ile idari ve yönetsel süreçlerde “planla - uygula - kontrol et - önlem al” döngüsü, kalitenin temel felsefesidir. Bu noktada belirtilen süreçlerde bu döngünün kapatılması, kurumda bir iç kalite güvencesi varlığının en önemli göstergelerinden biridir. Döngünün en kritik iki adımı, kontrol et ve önlem al adımlarıdır yani süreçleri izlemeli ve iyileştirmeli, bunun için de ölçülebilir, izlenebilir göstergeler ortaya koymalıyız.

Kedilerin Yatış Pozisyonları Ne Anlama Geliyor? Kedilerin Yatış Pozisyonları Ne Anlama Geliyor?

B.Ö.: Peki hocam, ülkemizde üniversitelerin kalitesini ölçen bir kurul ya da komisyon mevcut mu?

A.S.: Ülkemizde bağımsız bir kalite güvence ajansının kurulmasına yönelik ilk çalışmalar 23 Temmuz 2015 tarihinde yayımlanan “Yükseköğretim Kalite Güvencesi Yönetmeliği” ile ilk etapta YÖK’e bağlı olarak kurulan Yükseköğretim Kalite Kurulu’nun (YÖKAK) yükseköğretim hayatımıza girmesiyle başlamıştır. Kurul, 1 Temmuz 2017 tarihli 7033 sayılı Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile idari ve mali açıdan bağımsız bir yapı hâline getirilmiştir.

B.Ö.: Üniversitelerde kalite güvencesinde yaşanan sorunlar hakkında neler söylemek istersiniz?

A.S.: Yükseköğretim kurumlarının iç kalite güvencesi sistemlerini güçlendirmek amacıyla tüm paydaşlarını kalite güvencesi çalışmalarına dâhil etmedikleri görülmektedir. Kurum İç Değerlendirme Raporları özenli hazırlanmamakta, kurumun sahadaki durumunu yansıtmamaktadır. Eğitim ve öğretim süreçlerine ilişkin güvenilir performans göstergeleri geliştirilmeli ve bu göstergeler objektif yöntemlerle izlenmelidir. Bu sürecin izlemesi az sayıda kurum tarafından yapılmaktadır. Araştırmacıların araştırma performansı izlenmekte ise de izleme sonuçlarının değerlendirilerek iyileştirmelerde kullanılmasında sorunlar mevcuttur. Toplumsal katkı süreçleri, üniversitelerde ihmal edilmiş durumdadır. Bu sürece yönelik politika ve stratejiler belirlenmeli, ortaya koyulan hedefler doğrultusunda faaliyetler hayata geçirilmelidir. Üst yöneticiler; stratejik yönetim, değişim yönetimi ve çevik yönetim gibi liderlik davranışlarını geliştirmelidir. Yönetim sistemine ilişkin uygulamalar sistematik biçimde izlenmemekte ve izleme mekanizmaları entegre bilgi yönetim sistemleriyle desteklenmemektedir. Yükseköğretim kurumları kalite topluluklarının faaliyetlerini yakından takip etmemektedir. Aslında kalite kültürünün yaygınlaştırılmasında öğrenci toplulukları önemli bir enstrüman olarak durmaktadır.

B.Ö.: Son olarak hocam, üniversitelerde kalite güvence sisteminin bileşenleri hakkında neler söylemek istersiniz?

A.S.: Üniversitelerde sağlıklı bir iç kalite güvencesi ancak izleme ve öz değerlendirmeyle mümkündür. Bu ilk adımdan elde edilen sonuçların iyileştirme ve dış değerlendirmeye hazır hâle gelmede kullanımı ise dış kalite güvence sisteminin kurulmasına rehberlik etmektedir. Akreditasyon ise hem iç hem de dış kalite güvence sisteminin ardından oluşan, aynı zamanda program akreditasyonu örneğinde görüldüğü gibi iç kalite güvence sisteminden beslenen bir süreç olarak karşımıza çıkmaktadır. 

B.Ö.: Bu röportajı kabul ederek değerli görüşlerinizi paylaştığınız için çok teşekkür ederim hocam. Bildiğiniz üzere ben de Türk Sanayici ve İş Adamları Vakfında (TÜSİAV) İstanbul İl Koordinatörü olarak görevimi sürdürüyorum. Özellikle bilim, teknoloji ve eğitim alanında toplumsal farkındalık sağlamak adına ülkemizin sizin gibi kıymetli akademisyenleriyle roportaj yapmaktan ve bu bilgi akışını sağlamaktan dolayı da ayrıca mutluluk duyuyorum. Röportajımızın sonunda eklemek istediğiniz şeyler var mı?

A.S.: Ben de bu güzel röportaj için sana çok teşekkür ederim Begüm. Başarılarının devamını dilerim.

Kaynak: Haber Merkezi