Mert Can DUMAN'ın 26 Nisan 2023 tarihli yazısı: Lahana Turşusu

Ramazan ayından çıktık, ekonomi köşeleri de yemek tariflerine mi döndü diye düşünmeyin sakın başlığı gördüğünüzde. Konu, iklim değişikliğiyle mücadele ederken enerji arz güvenliğini de tesis etmek olunca akıllara gelen bir deyimi hatırlatarak başlayalım istedim bu haftaki buluşmamıza. Hani bir kimsenin söz ile davranışının birbirini tutmadığı, çeliştiği zamanlarda söylenir ya; “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” diye. Dünya, doludizgin yeşil ekonomi ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine yönelik adımlar atarken diğer yandan üretimin, büyümenin, kalkınmanın oksijeni hâline gelen enerjiyi tedarik etmedeki alışkanlıklarından da bir türlü vazgeçemiyor.

Aslına bakarsanız bu dönüşümün zaten sancılı olacağı hepimizin malumuydu. 20. yüzyılın son çeyreğinde başlayan sürdürülebilir kalkınma söylemleri, 21. yüzyıl ile birlikte adeta bir “moda” hâline dönüşmüştü. Ülkeler çok yakın dönemler için çok büyük sözlerin altına imzalarını atmaktan çekinmiyorlardı. Öyle ki 2021 yılında yapılan 26. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda (COP26) küresel ekonominin %90’ını oluşturan ülkeler 2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedeflerini beyan ederken aynı yıl, küresel sera gazı emisyonunun tarihi rekorunu kırdığı yıl olarak kayıtlara geçmişti.

Uluslararası Enerji Ajansının 2022 yılı verilerine baktığımızda enerji dönüşümündeki ataletin devam ettiğini görüyoruz. Hiç şüphesiz, çıkacağı da bu kadar süreceği de hiç hesapta olmayan Ukrayna-Rusya Savaşı’nın taraflardan birinin dünyanın en büyük enerji tedarikçilerinden birisi olması sebebiyle enerjideki dönüşüme adeta balta vurduğu bir gerçek. Özellikle Avrupa Yeşil Mutabakatı ile kıtayı net sıfır emisyon alanına dönüştürmeye hayli kararlı olan Avrupa’nın, şansları yaver gittiği için görece ılık geçen bir kış mevsiminde evlerinde üşümekten kurtulduğu bir dönemde enerjisiz kalma pahasına yeşil dönüşümdeki kararlılığını sürdürmesi beklenemezdi. Nitekim Uluslararası Enerji Ajansının tahminlerine göre; 2022 yılında fosil enerji kaynaklarının tüketimine sübvansiyon hacmi, 2021 yılına göre 2 kat artarak tarihi yüksek seviyesine ulaştı.

Buna karşın Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) verilerine göre ise 2022 yılında dünyada karbon ücretlendirmeleri hızlı bir artış gösterdi. Dünya ortalaması ton başına 20-30 dolar seviyesindeyken Avrupa ülkelerinde bu değer 100 doların üzerine çıkıyor. Özellikle Avrupa’da karbon ücretlendirmesinin giderek güçlenmesi, mevcut enerji krizi aşıldığında bölgenin yeşil dönüşümün gereklerini uygulama noktasındaki kararlılığını hatırlamasına yönelik bir işaret.

Dünya yeşil dönüşüm ve sürdürülebilir kalkınma konusunda bir ikilem içerisinde. Mevcut krizler sebebiyle şimdilik bir ütopya hâline dönüşen enerjide yeşil dönüşüm hedefi, yenilenebilir kaynakların sürdürülebilirliğinin tartışıldığı bir noktada enerji tedarikinin güvenliği konusunda akıllarda soru işaretleri oluşturuyor. Öte yandan dünya yeşil bir geleceği hayal ederken mevcut rahatından da vazgeçemediği için kahverengi bir bugüne razı gelmek zorunda kalıyor. Kararların iyi düşünülüp alınması, adımların enine boyuna değerlendirilerek atılması ancak bunların hiçbirinin de yapılırken geç kalınmaması gereken bir dönemin tam ortasındayız.

Sağlıklı ve güzel bir hafta dileklerimle…