Betül DEMİR'in 23 Mart 2024 tarihli yazısı: İnsan Türünün Kısa Bir Tarihi: Hayvanlardan Tanrılara Sapiens

Yuval Noah Harari'nin "Sapiens: İnsan Türünün Kısa Bir Tarihi" adlı kitabı, insanlık tarihine eşsiz bir bakış sunuyor ve büyük soruları gündeme getiriyor. Harari'nin analizleri ve öngörüleri, okuyucuları düşünce dünyalarının derinliklerine çekiyor, insanlığın geleceğine dair kritik sorular sormaya teşvik ediyor.

Kitap, insanlık tarihini üç önemli devrimle ele alıyor: Bilişsel devrim, tarım devrimi ve bilimsel devrim. Harari, bu devrimlerin insanları ve diğer organizmaları nasıl etkilediğine değiniyor ancak ilerledikçe kitabın asıl konu başlıklarının güç, din ve bilim ekseninde şekillendiği görülüyor.

Harari'nin iddiasına göre, insanlık tarihini belirleyen en önemli güç, insanın hayal gücü ve bu hayal gücünün gerçekleştirdiği faaliyetlerdir. Ancak bu güç aynı zamanda insanlığın başına gelen sorunların da kaynağı olabilir. Yazar, insanlığın tanrıları yaratmasıyla başladığını ve sonunda kendi tanrıları olacağını iddia ediyor. Bu iddia, insanın doğası ve geleceği hakkında derinlemesine düşündürücü bir bakış açısı sunuyor.

Harari'nin kitabında ortaya attığı bir diğer önemli nokta, insanın var oluşunun anlamı konusundaki umutsuzluğudur. Harari'ye göre, insan yaşamının hiçbir anlamı yoktur ve insanlar sadece körlemesine ilerleyen evrimsel süreçlerin bir sonucudur. Bu düşünce ile insanın kendisine dair anlam arayışının bir yanılsama olduğunu savunuyor.

Fakat bu kitap sadece insanın geçmişini ve varoluşsal sorunlarını ele almıyor, aynı zamanda insanlığın geleceğini de tartışıyor. Harari, insanlığın bugün dünyaya hükmettiğini iddia ediyor ancak bu hükmetme gücünün, insanın kendi egosunun bir sonucu olduğunu belirtiyor. İnsanlığın bu güçle ne yapacağı ise belirsizdir, bu da geleceğe dair büyük soruları beraberinde getirir.

Harari'nin teorisine göre, insanlık için var olan iki tip gerçeklik arasında ayrım yapılır. Birincisi, objektif gerçeklik olarak adlandırılan ve diğer hayvanlar için de geçerli olan gerçekliktir; nehirler, dağlar, ağaçlar gibi beş duyu organımızla algıladığımız somut varlıklar bu gerçekliğin içinde yer alır. Diğeri ise kurgusal gerçeklik olarak adlandırılır ve sadece insanın zihninde var olan bir gerçekliktir. Dinler, semboller, şirketler, kapitalizm gibi kavramlar bu kurgusal gerçekliğe örnektir. Harari'ye göre, insanın bu kurgusal gerçeklik yeteneği, kolektif dayanışma sağlar ve insanlığın dünyaya hükmetmesini mümkün kılar.

Ama yazarın bu teorisi, bazı eleştirilere maruz kalır. Bazıları insanlığın gerçekten de dünyaya bu kadar hükmetmediğini savunur. Özellikle doğal kaynakların tükenmesi, iklim değişikliği ve biyoçeşitlilik kaybı gibi sorunlar karşısında insanlığın gücünün sınırlı olduğu düşünülür. Ayrıca insanın kurgusal gerçeklik yeteneği üzerindeki vurgu, gerçeklikle bağlantılı olan diğer faktörleri göz ardı edebilir.

Harari'nin kitabı aynı zamanda insanın teknolojik ve bilimsel ilerlemesini de ele alır. İnsanlık, kano ve kadırgalardan buharlı gemilere, uzay mekiklerine kadar birçok teknolojik gelişme kaydetmiştir. Ancak Harari, bu ilerlemenin, insanlığın amacını ve hedeflerini belirlemede yetersiz olduğunu savunur. Günümüzde insanların sahip olduğu güçle ne yapacakları konusunda belirsizlik hâkimdir, bu da geleceğe dair belirsizlikleri beraberinde getirir.

"Sapiens: İnsan Türünün Kısa Bir Tarihi", insanlığın tarihini ve geleceğini sorgulamak için önemli bir kaynaktır. Harari'nin cesur iddiaları, derinlemesine analizleri, okuyucuları düşünmeye, tartışmaya teşvik eder. Ancak bu iddiaları kabul etmek veya reddetmek okuyucunun kendisine kalmış bir meseledir. Asıl önemli olan, bu tür önemli soruları sormak, düşünmek için cesaretli olmaktır.