Mert Can Duman'ın 11 Ocak 2023 tarihli yazısı: Geçiş

Bir yılı geride bırakırken Oxford Sözlüğü o yılın kelimesini kamuoyuyla paylaşır ve bir süre bu kelime ve ihtiva ettiği anlamıyla haşir neşir oluruz. Hatırlayanlarınız vardır, 2022 yılının kelimesi ‘Goblin modu’ olmuştu. Yani tembel, kendini beğenmiş, dağınık veya açgözlü bir davranışı tanımladığı ifade edilen bu kelimenin aynı zamanda kişinin ne olursa olsun istediğini yapması manasına geldiği belirtilmişti. Biz ‘gerçekten goblin moduna geçtik mi yahu?’ diye kendimize ve birbirimize sorarken Dünya Ekonomik Forumu, ekonomide 2023’ün kelimesini daha yılın ilk günlerinde belirledi bile. Bu haftaki buluşmamıza da ismini veren bu sözcük: geçiş.

Bu köşede buluştuğumuz değerli okuyucularımız, dünyanın içinde bulunduğu değişim ve dönüşüm sürecini enine boyuna irdelediğimize de şahitlik ettiler. Önce olmazları olduran Kovid-19 salgınıyla beraber çok uzun yıllardır sihirli bir el gibi lanse edilen küresel tedarik zincirlerine aslında o kadar da güven olmayacağını, zincirin bir halkasındaki kopukluğun sistemi idare edilecek düzeyden çok uzağa savurduğunu, zincirin ilk halkalarında yaşanan bir sıkıntının üretimi durdurduğunu bizzat tecrübe ettik.

Sonrasında ‘yeni normal’ diye isimlendirdiğimiz dönemde, değişen tüketim ve üretim eğilimlerine uyum sağlamaya çalışan girişimlerin oyunu baştan kurgulamak zorunda kalmasını, ihtiyaç olduğunda ‘para basmanın’ da etkili bir politika olarak tüm dünyaca kullanılabileceğini, bütün bunların üzerine bir de iklimde yaşanan köklü değişimlerin toplumun her kesimini aynı köklü derecede bir değişime ittiğini yaşayanlar da yine biziz.

Dünya birçok farklı ve işin kötüsü birbirleriyle çelişen sınama ile karşı karşıya. İklim değişikliğiyle mücadele etmek için yeşil dönüşümü önceleyen insanlık, küresel sera gazı salınımının dörtte üçünü tek başına üstlenen enerjide yenilenebilir dönüşümü gerçekleştirmek isterken bir yandan da enerjideki arz ve tedarik güvenliğini de elden bırakmak istemiyor.

Aynı insanlık, hızla gelişen teknolojiye uyum sağlayarak dijital dönüşümü hayatın her alanında kullanmak istiyor ama elektirifikasyonun hızla artmasıyla birlikte yükselen enerji talebini çevreyi daha da tahrip etmeden nasıl karşılayacağı noktasında soru işaretlerine sahip. Ülkeler giderek kendi içlerine kapanıyor ama tüm dünyanın iş birliğini gerektirecek sorunlara kim ön ayak olacak noktasında da yine herkesin kafası biraz karışık.

İşte bütün bu esaslı sınamaların üstesinden gelebilmek için insanlığın ‘geçiş’ dönemini sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde idame ettirmesi gerekiyor. Kriz kelimesinin içi fırsatlarla bir arada anıla anıla biraz boşalmış durumda. Ancak insanlığın karşı karşıya olduğu krizler belirli bir bölgeye ve ülkeye mahsus olmadığı için küresel sorunların sağlıklı bir şekilde ele alınması için herkesin bu ‘geçiş’ döneminde normalden biraz daha fazla özenli olması gerekiyor. Öyle ki, Dünya Ekonomik Forumu da bu noktada tüm dünyanın koordineli eylemler konusunda farkındalığını en üst düzeye çıkarması gerektiğinin altını çiziyor.

Güzel ve sağlıklı bir hafta geçirmeniz ümidiyle...