İnsan, hayatın koşuşturmacasından, iş yoğunluğundan, ondan bundan kaçıp arada bir kafa dinlemek ister, hakkıdır da. Yılda bir de olsa tatil yapmak insani bir ihtiyaçtır bu bağlamda. Bir yerden bir yere gitmenin de bu kadar kolaylaştığı günümüzde tatil denen şey zor olmamalı.
Lakin aldığımız maaş günden güne hızlı bir şekilde erirken bu çok zor olmaya başladı. Yılın başında aldığımız maaşın henüz yıl ortası gelmemişken bir anda eriyip gitmesi gibi bir durum söz konusu. Paranın değerinin nasıl günden güne kaybolduğuna markete gittiğinizde şahit olabilirsiniz mesela.
Bir hafta önce 50 lira olan bir çayın 1 hafta sonra 55 lira, 1 kilogram yoğurdun yine bir hafta içerisinde 16 liradan 20 küsur liraya çıktığına gözlerimle şahit oldum. Tabii zamlanan şeyler bu iki ürünle de sınırlı kalmıyor. Zamlanan şeylerden çok zamlanmayanı saysak işimiz daha kolay olacak çünkü öyle bir şey yok...
Oldu da bir şekilde tatile gitme kararı aldık mesela. Aracınızla gideceğinizi farz edelim, geçen yıldan bu güne akaryakıt neredeyse üç katına çıktı, en başından burada kaybediyorsunuz. Deseniz ki, araçla gitmek pahalı, en iyisi ben otobüsle gideyim, bu düşünce de çok safça oluyor tabiri caizse. Çünkü akaryakıt fiyatlarının bu denli arttığı bir ortamda otobüs firmalarının bilet fiyatlarını sabit tutacağını düşünmek fazla iyi niyetli olur.
Hadi bu engelleri de aşıp gittiniz. Kalacak yer meselesi karşınıza çıktığında yine inanılmaz fiyatlarla karşılaşacaksınız. Bir aylık ev kirası gibi günlük kira isteyen işletmeler görmemek içten bile değil. Geçen gün bir arkadaşımla konuşurken konu tatile geldi. Arkadaş “Geçenlerde tatil için bir günlük kiralık apartlara bakayım dedim, bizim buralar (Denizli) normalde ucuzdur, onun için çok bir şey beklemiyordum. Bir baktım ki günlük bin 500 lira istiyorlar” demişti. Tabii bunda yemek falan da yok, o da cabası.
Otellerde de durum pek farklı değil tabii ki. 3 yıl önce bir haftalık 5-6 bin lira olan bir otel bugünlerde yine bir hafta için 20-30 bin lira istiyor. Neyse ki her şey dahil...
Tatile gittiniz ya, herhalde sürekli dört duvar arasında kalmayacaksınız. Çevreyi gezip keşfetmek isteyeceksiniz. Acıkınca bir yere oturup bir şeyler yemek isteyeceksiniz. Sonra bir kahve, çay içmek isteyeceksiniz. Bence istemeyin, tatil beldesi olmayan yerlerde bile dışarıda yemek işi zaten artık çok pahalı. Siz bir de tatil beldelerini düşünün.
Sonuç; tatil bu yıl gerçekten lüks. Neyse, biz yine memlekete gidelim. Kalacak yer bedava, yemek bedava, belki gelirken oradan bir şeyler de getiririz değil mi? Tatil bizim neyimize, çalışmak varken.