Ekonominin içinde bulunduğu durumu anlatan önemli göstergelerden birisi de kuşkusuz büyüme rakamları.
TÜİK’in en son açıkladığı rakamlar bu yılın üçüncü çeyreğinde Türkiye ekonomisinin yüzde 6.7 oranında büyüdüğünü gösteriyor.
Buna göre; GSYH 2020 yılı üçüncü çeyrek ilk tahmini; zincirlenmiş hacim endeksi olarak, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 6.7 arttı. Üçüncü çeyrek büyüme beklentisi 5.5 yönündeydi. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH 3. çeyrekte yüzde 15,6 arttı.
Devletin nihai tüketim harcamaları ise, 2020 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 1,1 arttı. 2020 yılı üçüncü çeyreğinde bir önceki yıla göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak incelendiğinde finans ve sigorta faaliyetleri yüzde 41,1 ile en büyük büyümeyi kaydettiğini görüyoruz. Bu rakamlar bize ekonominin üçüncü çeyrekte toparlandığını, önceki dönemlere oranla yüksek sayılabilecek büyüme rakamları elde edildiğini gösteriyor. Ancak bu rakamlar yanıltıcı olabilir.
Nitekim, sağlıklı bir şekilde büyüme rakamlarını değerlendirirken, yılın geri kalan çeyrek dönemlerindeki büyüme rakamlarını da birlikte ele almakta yarar var. Bu çerçevede;
Ekonomi bir önceki çeyrek dönem olan Nisan-Mayıs ve haziran döneminde pandeminin de etkisiyle yüzde 9.9 oranında küçülmüştü. Bu dönemde sanayi sektörü yüzde 16.5, inşaat dahil hizmetler sektörü de yüzde 10.6 oranında küçülmüştü.
Yine yılın ilk çeyreğine baktığımızda henüz pandeminin ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerinin görülmediği ve yüzde 4.5 oranında bir büyümenin gerçekleştiği görülüyor. Ekonomi bu yılın ilk çeyreğinde sanayi sektöründeki yüzde 6.2’lik büyüme lokomotif olmuştu. Büyüme rakamlarında yıl sonu gerçekleşmeler bizlere daha sağlıklı veriler sunacaktır. Hükümetin açıkladığı hedefler doğrultusunda bu yıl sonunda yüzde 0.3 oranında bir büyüme beklentisini not edelim.
Pandeminin adeta çığırından çıktığı son günlerde, alınan ve alınacak kısıtlama tedbirlerinin ekonomi üzerinde beklenenden daha büyük olumsuzluk yaratacağı anlaşılıyor.
Ekonominin durumunu değerlendirirken sadece büyüme rakamlarına bakmak elbette bizleri sağlıklı sonuçlara götürmez.
Son günlerde artan faizler, döviz kurlarındaki güvensiz seyir, yüksek enflasyon, artan dış ticaret açıkları ve elbette yüksek işsizlik gibi parametreler de önemli. Merkez Bankası’nın faiz artırım kararından sonra durulan döviz kurlarının en azından bu yılın sonuna kadar ekonomide olumsuzluk yaratma ihtimalinin azalması, hükümetin ekonomi, demokrasi ve hukuk alanında yeni reformlara hazırlanması elbette olumlu gelişmeler.
Ancak artan Covid-19 vakaları ekonomiyi kısa vadede olumsuz etkileyebilecek nitelikte. Kısıtlamalar konusunda en sert tedbirler alınmasında yarar var. Aksi halde hep birlikte çukura yuvarlanmaktan kurtulamayız.