EBRU BALIKÇI
Futbol maçlarını erkek spikerlerin sesinden duymaya alışkınız. Ancak sayıları çok az da olsa futbol maçlarını anlatan kadın spikerler de var. Şu anda Türkiye’de aktif olarak görev yapan tek kadın maç anlatıcı Elif Ünal, Alt Ligler ve Gelişim Liglerinin maçlarını anlatıyor. Genç spikere, kendisine dair merak edilenleri sorduk.
Elif hanım sizi tanıyabilir miyiz?
1996 Ankara doğumluyum. 7 Haziran’da 26 yaşıma girdim. 3 kız çocuğu olan bir ailede büyüdüm. İki ablam var. Babam 2017 senesinde pankreas kanserinden hayatını kaybetti. Babam Ekonomi Bakanlığında şube müdürüydü. Annem ev hanımı. Büyük ablam Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümünü bitirdi. Şu an doktoraya devam ediyor. Küçük ablam Ostim Teknik Üniversitesi’nde İnsan Kaynakları biriminde çalışıyor. Üçümüz de Ankara Üniversitesi mezunuyuz. Biz de gelenek haline geldi. Ben de 2018’de Ankara DTCF’de Tarih Öncesi Arkeolojisi Bölümünü bitirdim. Bu sene de Anadolu Üniversitesi Medya ve İletişim Bölümünden mezun oldum. Ailemden bahsetmişken halamla ilgili de birkaç şey söylemek istiyorum. Halam benim ikinci annem gibidir. Beni ve ablamları her koşulda destekliyor. Her daim yanımda oluyor, o iyi ki var.
Mesleğe başlangıcınız nasıl oldu?
Babamın vefatıyla birlikte gelişti diyebilirim. Çünkü psikolojik açıdan birazcık duygusal anlamda da yoğun olan bir dönemdeydim. Çünkü babam benim arkadaşım gibiydi. Halı sahaya, maçlara, pikniğe her yere babamla giderdim. Babamın vefatının ardından insan kaynakları mezunu ablam dedi ki senin bir şeylerle uğraşman için çabalayacağım. Çünkü abla çok kötüyüm abla çok kötüyüm diye hep ablamın kapısını çaldım diyebilirim. Ardından ablam da dedi ki sporla ilgili sürekli bizim evde başımıza ağrıtıyorsun en iyisi sana diksiyon, spikerlik kursu gibi bir şey bulalım olursa olur olmazsa senin için hobi olarak kalmış olur dedi. Araştırdık ablamla birlikte Başkent İletişim Bilimleri Akademisi’ni bulduk. Orada da TRT spikerlerinden eğitim alma şansı buldum. İlk olarak diksiyon eğitimi aldım yaklaşık 5-6 hafta. En heyecan verici an Erdoğan Arıkan ile tanışmam oldu. O da benim bu metne asılmam gerektiğini bastırmam gerektiğini söyledi. Benim kariyer hayatım da başlamış oldu.
Maç anlatan tek kadın spiker olmak nasıl bir duygu?
Şu an galiba sadece aktif olarak yapan kişi benim diye biliyorum. Ben aslında çok değişik bir duygu olarak bakamıyordum ta ki insanların tepkisine kadar. Çünkü benim için maç anlatmak, maç izlemek, futbolla ilgilenmek bunlar aslında klasik şeyler. Çok küçüklüğümden beri babamla birlikte yaptığım aktiviteler olduğu için. Sosyal medyadan mesajlar almaya başladım. İyisi de oldu kötüsü de oldu. Çoğu spikere taş çıkarırsınız çok güzel anlatıyorsunuz gibi mesajlar da oldu. Kadın sesine alışık olmayan malum kabullenmeyen erkekler de oldu. Şu anda maç anlatma boyutuna değinecek olursam futbolun yanında voleybol hentbol ve basketbol da anlattım. Bu dört branş arasından bana en çok heyecan verenin hala futbol olduğunu söyleyebilirim. Benim için normal ama insanlar açısından tuhaf olan bir süreçti. Umarım benim dışımda da birçok kadın artık anlatım noktasında kamçılanıp maç anlatmaya başlayabilir çünkü biz kadınlar olarak birazcık daha futbolu farklı yaşadığımızı düşünüyorum. Gol sevinçlerimiz, heyecanlı saha gözlemlerimizin bazı noktalarda farklı olduğunu düşünüyorum. Umarım gelecek sezonlarda benim dışımda da aktif kadınlarımızıda futbolun içinde görürüz.
Unutamadığınız anlatımlarınız hangileriydi?
Sen en unutamadığımı gayet iyi biliyorsun ama (gülüyor) ona geleceğim…
Unutamadığım üç an var. İlki geçen sezon Euro 2020 maçı, radyo anlatım formatındaydı. Danimarka-Finlandiya karşılaşması. Eriksen’in sahada rahatsızlandığı hatta öldü olarak düşünüldüğü andı. Çok şükür Eriksen’e bir şey olmadı ve şu an hayatta olup aktif futbola devam ediyor. Eriksen’in rahatsızlandığı o karşılaşmada yayında ağlamaya başladım. Kelimelerle toparlamaya çalışsam da toparlayamadığım bir karşılaşmaydı. İlk kez saha içinde böyle bir şeyi anlatmanın heyecanını yaşıyordum. En sonunda rejiden bir ses geldi. “Elif yayını toparlayamayacaksan kapatabiliriz...” diye. Birazcık toparladım ve sonrasında reklama pas atmak zorunda kaldık. Bu üzücü anlamda unutamadığım anımdı.
Elif Ünal’ı viral yapan Veli abinin golü oldu
İkincisi tabii ki Hacettepespor futbolcusu Veli Ortakçı’nın golü. O golle birlikte viral oldum diyebilirim. Hatta tesislerde o golün ardından da sık sık Veli abi ve tesis çalışanları ile karşılaştığımızda konu açılıyor. Tesis çalışanları, “Çok güzel anlattın. Dikkate alma insanların olumsuz laflarını” diyorlar. Keza artık Veli abi ile de öyle… “Veli abi” diyorum. Çünkü o karşılaşmanın ardından tesiste birbirimizi gördüğümüzde hep gülüyoruz artık. Veli abi “Ben konuşulmayı bıraktım ama sen hala konuşuluyorsun diyor. Veli Ortakçı’nın Çarşambaspor’a attığı golle birlikte bir viral olmuştum.
Unutamadığım üçüncü karşılaşma ise Niğde Anadolu Futbol Kulübü, Etimesgutspor deplasmanına gelmişti. O karşılaşma öncesinde de şöyle bir durum söz konusu olmuştu. Niğde Anadolu Futbol Kulübü Galatasaray’ın pilot takımıydı bu sene. O karşılaşmada da birçok futbolcuyu önceden tanıyordum. Niğde’deki oyuncuları da altyapıdan tanıyordum. Zaten hepsi Galatasaray’dayken, Altınordu’dayken takip ettiğim oyunculardı. Belki de sezon boyunca en rahat anlattığım karşılaşma diyebilirim. Çünkü tüm futbolcuları sahaya adım attıkları ilk andan itibaren biliyordum. Galatasaray taraftarından da çok destek aldım. O karşılaşma öncesinde zaten sosyal medyada konuşulmaya başlanmıştır çok güzel destekler vardı. Beın Sport başta olmak üzere birçok değişik spor kanallarını etiketleyerek paylaştılar beni. Galatasaray TV’de bunlardan biriydi. Bu üç anımı unutamam ama sezon boyunca düşünecek olursak Veli Ortakçı’nın golü en unutamadığım andı diyebilirim.
Kariyer hedefleriniz neler?
Radyo formatında Süper Lig karşılaşmasını anlatmıştım 2020-2021 sezonunda... Bu sezon da seyircilere saha içerisinden canlı yayınlarla maçları aktardık. Birinci lig, ikinci lig ve üçüncü lig maçlarını anlattık. Hedefim yayıncı kuruluşla televizyon formatında maç anlatabilmek.Tabii ki benim asıl hedefim de şu; futbolcuların bir Avrupa hayali vardır ya benim de anlatım noktasında bir Avrupa hayalim var. Milli takım karşılaşmalarını anlatmayı çok isterim çünkü milli takımı anlattığında değişik duygular içinde yani milli duygular içindesin. Ülkeni sahiplenme duygusu içindesin bir taraftan duygu ve düşüncenin en rahat yansıttığın karşılaşma olarak bakıyorum. Çünkü milli takımı anlatıyorsun ve insanlar da takımı destekliyor. Anlatırken bu takımı destekliyor şu takımı destekliyor iddiasında bulunamıyor. Çok seneler sonra tabi ki çok çok yol kat etmem gerekiyor ama bir UEFA Avrupa Ligi final karşılaşması ya da şampiyonlar karşılaşması benim için belki de çok büyük bir hedef ama buna ulaşmak istiyorum elbette.
Esinlendiğiniz bir spor spikeri var mı?
Aktif olarak şu anda yok ama Ercan Taner’i beğeniyorum diyebilirim. Çünkü Ercan Taner karşılaşmaları anlatırken özellikle gol anlatımlarında oldukça etkili. Gökhan Abdik var tabii şu anda aktif olarak yapan. Örnek alma boyutunu şu şekilde söyleyebilirim ben kendim Elif Ünal olarak aslında anılmak istiyorum. Çünkü o spikerler Ercan Taner, Ertem Şener ve Gökhan Abdik olarak anıldılar ve anılmaya da devam ediyorlar. Karşılaşmaları dinlerken onlardan ne gibi ince noktalar koparabilirim onlara bakıyorum. Ertem Şener formatına bakacak olursak o birazcık daha detaylara inen bir anlatıma sahip, bazen izleyicilerin sıkıldığı noktalar olabiliyor. Ercan Taner’e bakacak olursak tamamen duygu ve düşüncelerini yansıtan bir spiker ve Ercan Taner’le unutamadım çok gol anım var. Tabii ki benim yaşımın yettiği ve en çok hatırladığım Juventus karşılaşması vardı Galatasaray-Juventus karşılaşmasında orada Sneijder’in attığı golle birlikte tüm Türkiye’yi coşturmuştu. Öyle bir anlatım formatı neden olmasın diyorum ama tabii ki ben de anlatım noktasında birçok oyuncuyla ilgili bilgiler paylaşmayı da seviyorum. Araştırmayı zaten seviyorum. Kısaca örnek aldığım şu anda eskilerden Ercan Taner yenilerden Gökhan Abdik diyebilirim
Ankara’da spor medyası hakkında ne düşünüyorsunuz?
Ankara’da sektör oldukça küçük diyebiliriz buna sen de maalesef şahitsin. Spor anlamında da takip edebileceğimiz takımlar oldukça az. Sayıca az dememin sebebi Birinci Lig ve Süper Lig olarak bakıyorum. Bu sezon Ankaragücü Süper Lig’e yükseldi, Gençlerbirliği ise Birinci Lig’de devam ediyor. Zaten Türk medyası, Süper Lig ve TFF Ligini daha fazla görüyor. Biz Ankaralı spor medya çalışanları ise zaman zaman seyircilerden destek değil köstek görebiliyoruz. Hep bir taraf olduğumuzu düşünüyorlar ama aslında bir taraf değiliz. Sadece duygu ve düşüncelerimizi çoğu zaman geri planda bırakarak ekran önünde, ya da mikrofonda oluyoruz. Ancak ne yazık ki izleyici ve taraftarlar gözünde eksik destek aldığımızı düşünüyorum.
Peki hangi takımı tutuyorsunuz?
Galatasaraylıyım. Tabii ki bunda babamın payı büyük. Bizim evde ve çevremizde Galatasaray dışında takım tutulmazdı. Babamın deyimiyle eve Galatasaraylı dışında sinek giremezdi. (gülüyor) Tutanı da babam hemen forma ve değişik hediyelerle Galatasaraylı yapardı. Doğduğum sene itibarıyla (1996) çok şampiyonluklar ve başarılar gördüm bu da beni doğuştan diyebileceğim türden Cimbomlu yaptı.
Bize evdeki Elif Ünal’ı anlatır mısınız?
Deli dolu, ailenin neşesi. Bunu evdekiler söylüyor kendimi övmek istemem (gülüyor) ve hiç susmayan biri. Yeri gelip evin en büyüğü gibi davranan yeri gelip evde her zamanki o muzur küçük çocuk olan Elif.
Sizin için bu kavramlar kısaca ne ifade ediyor?
Aile: Her şey. Sizi her koşulda destekleyen sahip çıkan yanınızda olan ne hata yaparsanız yapın yeniden sığınabileceğiniz liman.
Futbol: Tutku, babamın bana bıraktığı en güzel şeylerden biri
Okul: Buna tek kelime cevap veremeyeceğim. Üniversite 1. sınıfa kadar hayatımda voleybol olduğu için çok başarılı bir öğrenci olduğum söylenemez. (sonrasında bölümümü 3. bitirdim) Sakatlığım ve sonrasında voleybolu bırakmamla birlikte üniversite 2. sınıf itibarıyla okul ve eğitim alanım bulunduğum okul ve bana kattıkları hayatımın bu sürecinde beni hem araştırmacı hem de farklı düşünceleri ortak kılmamda öğretici oldu.
Aşk: Duygu karışımı
Vefa: Manevi gücüm
Umut: İçimden hiç eksilmeyen yanım.