BURCU ŞEN
Deri kanserlerinde korunmanın ve erken tanının önemine dikkati çekmek amacıyla oluşturulan Euromelanom projesi kapsamında, Türkiye’de 20- 31 Mayıs tarihlerinde 22 ilde, 36 merkezde ücretsiz ben taraması yapılacak.
Avrupalı dermatologlar tarafından oluşturulan Euromelanom projesinin Türkiye aşaması bu yıl Türk Dermatoloji Derneği sponsorluğunda gerçekleşecek.Gönüllü dermatologlar tarafından belirli günlerde 22 ilde yapılacak olan ‘ben taraması’ öncesi basın mensuplarıyla bir araya gelen Türk Dermatoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Emel Erdal Çalıkoğlu, Türk Dermatoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Uzm. Dr. Sema Karaoğlu ve Euromelanoma Türkiye Başkanı Prof. Dr. Nahide Onsun, deri kanserinde erken tanının önemi, kanserden korunma yolları hakkında bilgi verdi.
Ben’i fark et, yaşamı seç
Prof. Dr. Çalıkoğlu, projenin melanom(deri kanseri) hakkında vatandaşta bilinç oluşturma amacı da taşıdığından söz ederek, melanomun tanınması, benlerin takibi, güneşten korunma gibi konuların da vatandaşla özellikle paylaşılacağını söyledi.
“Melanom bize ‘Ben’i fark et, yaşamı seç’ diyor” ifadelerini kullanan Çalıkoğlu, melanomun kolaylıkla tedavi edilebilen bir kanser türü olduğunu vurguladı.
Dünyada her yıl 132 bin melanomun teşhis edildiğini belirten Çalıkoğlu, “Teşhis edilen kanserlerin 3’te 1’i deri kanseri. Aslında deri kanserlerinin oranı oldukça yüksek. Ancak şöyle bir avantajı var; bu deri kanserlerinin tanısı görülerek ve basit dermatoskop cihazlarla kolaylıkla tespit edilebilir. 2016 yılında 61 bin 680 kişi melanomdan öldü. Yani her 9 dakikada bir kişi deri kanserinden hayatını kaybediyor. Halbuki bahsettiğim gibi bu kanserin tanınması oldukça kolay” dedi.
Melanom ile mücadele konusunda güneşten korunmanın önemli olduğunu söyleyen Çalıkoğlu, güneşten korunma bilincinin artırılması gerektiğini belirtti. Çalıkoğlu, sadece yaz aylarında değil, kış aylarında da güneşten korunmanın alışkanlık haline getirilmesi gerektiğini söyledi.
Büyüyen, simetrisi bozulmuş, renk bütünlüğü olmayan benlere dikkat edilmeli
Dünya genelinde 1300 dermatologun katıldığı bir çalışma sonucuna da değinen Çalıkoğlu, erken teşhisin önemine vurgu yaparak şunları söyledi: “Hastaların yüzde 49’u 3-6 ay, yüzde 39’u 7-12 ay, yüzde 14’u ise 1 yıl gecikme ile tedaviye başvuruyor. Yani bu teşhiste genellikle geç kalınıyor. Oysa bunun teşhis edilmesi elimizdeki imkânlarla gayet kolay. Erken tanı, deri kanserinde çok önemli. Özellikle melanom teşhisinde büyüyen, simetrisi bozulmuş, renk bütünlüğü olmayan benlere dikkat edilmeli. Böyle bir ben vücutta görüldüğü zaman hemen bir dermatoloji uzmanına başvurmak gerekiyor.
Euromelanoma Türkiye Başkanı Prof. Dr. Nahide Onsun ise, her yıl gerçekleştirilen Euromelanoma projesinin bu yıl, özel bir tema üzerinde durduğunu ifade etti.
“Bu yıl ki tema, inkarın üstesinden gelmek” diyen Prof. Dr. Onsun, “Hastalarımız genellikle gördüğü halde, fark ettiği halde ‘Bir şey çıkmasın’ korkusuyla doktora gitmiyor. Dolayısıyla deri kanserleri, genellikle geç aşamada fark ediliyor. Bu senenin konusu da bu nedenle inkarın üstesinden gelmek” diye konuştu.
Çocuklukta meydana gelen güneş yanıkları ileri aşamada melanoma dönüşebilir
Çocuklukta geçirilen güneş yanıklarına dikkat etmek gerektiğinden söz eden Onsun, “Çünkü melanomun tarihçesi, çocuklukta başlar. Çocuklukta meydana gelen güneş yanıkları, ileri aşamada melanom olarak geri dönebilir. Bu nedenle çocukluktan itibaren güneşten korunmayı alışkanlık haline getirmemiz lazım. Sadece kremlerle değil; şapka, giysi ve şemsiyelerle de güneşten korunmamız gerekir. Tek başına krem yeterli olmaz” dedi.
40 yaşından sonra ortaya çıkan her yeni lezyon şüphelidir
Onsun, 40 yaşından sonra vücutta meydana gelen her yeni lezyona da dikkat edilmesi gerektiğini belirterek, “40 yaşından sonra ortaya çıkan her yeni lezyon şüphelidir. Bunun üstesinden gelmek için yılda bir defa tam deri muayenesinden geçmek gerekir. Sadece benler değil, tüm deri muayene edilmeli” ifadelerine yer verdi.
Uzun ve kontrolsüz bir şekilde güneşe maruz kalmak, bazı kanserojen değişimlere neden olabiliyor
Türk Dermatoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Uzm. Dr. Sema Karaoğlu, güneş ışınlarının cilt üzerinde etkilerine dikkati çekti.
Güneş ışınlarının insan hayatında önemli bir parça olduğunu söyleyen Karaoğlu, uzun süreli ve kontrolsüz bir şekilde güneşe maruz kalmanın ise, istenmeyen bazı kanserojen değişimlere neden olabildiğini dile getirdi. “Elbet, bazı deri hastalıklarında güneşten faydalanıyoruz” diyen Karaoğlu, “Akne, sivilce dediğimiz hastalıklarda, egzama ve sedef hastalığında güneş bize olumlu etkiler verirken, bazı deri hastalıklarında ise, istemediğimiz kanserojen değişimler söz konusu olabilir” dedi.
Çocuklar ve gebeler için mineral filtreli koruyucular önerilir
Karaoğlu, güneşten korunma aşamasında ise şu bilgileri verdi: “Ultraviyole ışınları dalga boylarına göre A, B ve C olarak adlandırılırlar. UVC’nin tümü, UVB’nin %90’ı, ozon tabakası, su buharı, O2 ve CO2 tarafından tutulur. Yeryüzüne ulaşan UV nin çoğu UVA birazı da UVB dir. Güneş koruyucuları cildi UVA ve B ye karşı korurlar.
Özellikle çocukluk ve ergenlik döneminde gelişen güneş yanıkları ileride oluşabilecek deri kanserleri yönünden çok risklidir. Özellikle deride hiçbir emilimi olmaması açısından mineral filtreli koruyucuların gebelerde ve çocuklarda kullanılması önerilir.”