BÜŞRA ÇİNKAYA
Türk Kadınlar Konseyi Derneği tarafından 13 Mart’ta gerçekleştirilen konferansta Uzman Klinik Psikolog Şenay Ölmez “İyi hissetmenin formülü” konulu sunum yaptı.
Çok sayıda davetlinin katıldığı konferansta, tango gösterisiyle birlikte Dericizade Faruk Küçük’ün katkılarıyla mini bir defile gerçekleştirildi. Uzman Klinik Psikolog Şenay Ölmez “İyi hissetmenin formülü” başlıklı konuşmasında, toplumda yaşayan insanların neden iyi hissetmediğini ve insanların kendisini iyi hissetmek için neler yapması gerektiğini anlattı.
Aile içi şiddet virüsten daha tehlikeli
“Geçmiş peşimizden geliyor ve biz birçok şey yaşıyoruz” diyen Psikolog Şenay Ölmez, insanların geçmişte çeşitli nedenlerle yaşadığı travmaların toplumsal olaylarda panik havası yarattığını söyledi.
Ölmez, son günlerde koronavirüsünden kaynaklı toplumda yaşanan panik havasının insanın geçmişte yaşadığı travmalardan kaynaklandığını belirtti.
Türk kadının hak ettiği değeri, saygınlığı kazanması için özellikle geleceğe, kadına, çocuğa şiddetin, aile içi şiddetin azaltılmasına yönelik her çalışmanın önemli olduğuna dikkati çeken Ölmez, son dönemde yaşanan virüs salgınından daha önemli olan konunun aile içi şiddet olduğunu dile getirdi.
“Kadının, çocuğun ve hatta erkeğin yaşadığı şiddet, virüsten daha tehlikeli” diyen Ölmez, “Her 20 saniyede bir kadın ve çocuk şiddete maruz kalarak hayatını kaybediyor. Şu an virüs 20 saniyede bir kişiyi öldürmüyor. Dolayısıyla aile içi şiddeti çözmemiz gerekiyor” dedi.
Geçmiş travmalar kaygılı bir insan yaratıyor
Ölmez, aile içi şiddetin kişide ileri yaşlarda travmaya sebep olduğuna dikkati çekerek, “Erken çocukluk döneminde şiddet gören insanların beyin yapılarında travma yaşadıkları çeşitli bir etkileşim var ve travma kişinin gençlik dönemini, ileriki yaşlarını etkiliyor.
Yani mutsuz, kaygılı bir insan oluşuyor. Böyle durumlar da insan ilişkilerini etkiliyor hatta yaşanan şiddetten kaynaklı travma ani, beklenmedik, doğal felaket gibi olaylarda kaygılı bir insan yaratıyor çünkü şiddet insanda, ‘Her an her şey olabilir’ düşüncesini oluşturuyor” diye konuştu.
Şiddetin ölçülemeyen türlerinden biri psikolojik şiddet
Şiddetin psikolojik, ekonomik, sosyal, fiziksel, cinsel olmak üzere birçok çeşidi olduğunu belirten Ölmez, “Şiddetin ölçülemeyen türlerinden biri psikolojik şiddet. Bu şiddet aile, toplum ve iş yerinde yaşanıyor. Biz şimdi virüsle karşılaşmadan birçok önlem alıyoruz ama şiddeti önlemek adına ne tür önlemler alınıyor? Oysaki, şiddet birçok olayın başlangıcıdır” ifadelerine yer verdi.
İyi hissetmek için dinlemek gerekiyor
“İyi hissetmek için dinlemek gerekiyor” diyen Ölmez, “Bunu da her alanda uygulamak gerekiyor. Dinleme çok önemli. Bunun yanında yargılamadan dinlemek gerekiyor. İyi hissetmek, birbirini takip eden halkaların oluşturduğu bir zincirdir. Her bir davranış olumlu bir başka bir konuyu başlatır” dedi.
“İlişkilerde insanlar birbirini nasıl değerli hissettiriyor?” sorusunun önemli olduğuna değinen Ölmez, “Arkadaş, iş ya da evdeki insanlarla ilişkinizde birbirinize değerli hissettiyor musunuz? Bu soruları sormak önemli ve iyi hissetmenin yolu da ev içindeki iletişimden geçiyor” şeklinde konuştu.
Bir toplumda ruh sağlığı sorunları artıyorsa, o toplumda her an her şey olabilir
İyi hissetmenin yolunun kişinin evinde başladığına değinen Ölmez, “Ev içerisinde yaşanan iletişimde bir eksik varsa, bu eksiğin üzerine gidilmeli çünkü eksiği çözemediğimiz zaman sorunla karşılaşıyoruz. Yaşadığımız sorun artınca deprem, sel, virüs gibi olaylar yaşandığında panik havası başlıyor. Dolayısıyla bir toplumda ruh sağlığı sorunları artıyorsa, o toplumda her an her şey olabilir” ifadelerine yer verdi.
Mutsuz, hedefi olmayan bir sürü genç var
Günümüzde yapılan çalışmalarda mutsuz, amaçsız, kendini iyi hissetmeyen, motivasyonu düşük, hedefleri olmayan gençlerin olduğuna dikkati çeken Ölmez,
“Okumayan, evden dışarı çıkmayan, bilgisayar başında zaman geçiren gençler var. Bu hem birey hem de ülkenin geleceği için büyük bir sorun. Bu çocukların hayatına baktığınızda ise, iletişimi kuvvetli olmayan, emir komuta ile yönlendirilen çocuklar olduğunu görüyorsunuz. Oysa çalışmak, okulla ilgili bir konu değil. İnsan okul olsa da olmasa da çalışır, merak eder. Oysa şimdi merak eden gençler yok.
Gençlerin böyle olmasının nedeni, o gençlerin arkasından koşturan anne-babalar. Hal böyle olunca o gençler, bir virüsle karşılaştığında panik havası içerisinde yaşıyor. Okumadığı için tüm gün sosyal medya başında ne yazılırsa onu kabul ediyor” dedi.
Türk Kadınlar Konseyi Derneği hakkında
Türk Kadınlar Konseyi Derneği 1959 yılında Ankara’da kuruldu. Kuruluşundan bir süre sonra “Kamu Yararına Dernek” statüsünü aldı. Bakanlar kurulu 28.06.1973 tarihinde aldığı bir kararla derneğin başında “TÜRK” sözcüğünün kullanılmasına izin verdi.
Türk kadınlarının maddi ve manevi dayanışmasını sağlamak amacıyla kurulan dernek kadının insan hakları, kadın-erkek eşitliği ve kadına karşı her türlü ayrımcılığın önlenmesi konularında ülke çapında yapılan bütün çalışmalara katkıda bulunmaktadır.
TKK Derneği Uluslararası Dünya Kadın Konseyi “ICW” ve Avrupa Kadın Konseyi’nin “ECICW” daimi üyesidir. TKKD ayrıca Unesco Milli Komitesi’nin de tek kadın derneği üyesidir. Derneğin Ankara Şubesinin en önem verdiği çalışma “Eğitim” çalışmasıdır.Dernek, yurtlarda kalan üniversite öğrencilerine destek olmak ve onları sosyal hayata adapte etmek amacı taşımaktadır.